Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/16941 Esas 2016/8181 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/16941
Karar No: 2016/8181
Karar Tarihi: 03.05.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/16941 Esas 2016/8181 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı, müvekkiliyle davacı arasındaki üç adet bono nedeniyle borçlu olmadığını savunmuştur. Davacı ise ödemelerin bonolarla ilgili olduğunu iddia etmiştir. Mahkeme dava konusu ödemelerin hangi borç için yapıldığına dair bir açıklama olmadığından, Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödemenin muaccel olan borç için yapıldığını belirtmiştir. Ancak, mahkeme yetersiz inceleme sonucu karar verdiği için karar davalı yararına BOZULMUŞTUR. Kanun maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 102. maddesi.
19. Hukuk Dairesi         2015/16941 E.  ,  2016/8181 K.
"İçtihat Metni"

ESAS NO : ....
KARAR NO :...
T.C.

... Hukuk Dairesi

ESAS NO : ...
KARAR NO :...

Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : ...
TARİHİ : 28/05/2015
NUMARASI : 2013/8-2015/493
DAVACI-BİRLEŞEN
DOSYA DAVACISI : ... vek. Av....
DAVALI-BİRLEŞEN
DOSYA DAVALISI : ...vek. Av....

Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vek. Av... gelmiş diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, takibe dayanak senetlerin bedelinin ödendiğini, davalının haksız ve kanuna aykırı hareket ettiğini iddia ederek borçlu olmadıklarının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, müvekkilinin takibe konu bonolar nedeniyle davacıdan alacaklı olup, alacağını tahsil edemediğini, davacının ödemelerinin takibe konu bonolarla hiçbir ilgisi bulunmadığını, davacının yaptığı ödemelerin 20.02.2012 ve 30.03.2012 vadeli bonolardan kaynaklanan borçlarına mahsup edildiğini, davacının geçerli bir açıklama yapmadan yaptığı ödemelerini müvekkilinin davacı borçlunun muaccel hale gelmiş borçlarına mahsup etmesinin kanuna uygun olduğunu muaccel borçları bulunan davacının henüz vadesi gelmemiş borçlarına mahsuben ödeme yaptığının kabul edilemeyeceğini savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata karar verilmesini istemiştir.
Birleştirilen dosyada davacı vekili, müvekkilinin davalıdan aldığı ilaçlar karşılığı verdiği senetlerin bedelini ödediğini, ancak ...TL fazla ödeme yapıldığının tespit edildiğini iddia ederek davalıya fazla ödenen ...TL"nin faiziyle birlikte istirdadını talep ve dava etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere, birbirini doğrular mahiyetteki bilirkişi raporuna ve ek raporlara göre davalının davacıdan ... TL asıl alacak ve bu alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi haricinde borçlu olmadığı, birleştirilen dosyada ise davacının borç ödeme nedeniyle alacaklı olduğunu kanıtlayamadığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üç adet bonodan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti, birleşen dava ise fazla ödenen miktarın istirdadı istemine ilişkindir. Davacı, ödeme iddiasında bulunmuş ve bu iddianın kanıtı olarak dekontlar sunmuştur. Davalı ise yapılan ödemelerin dava dışı bonolara ilişkin olduğunu, takip ve dava konusu bonolarla ilgili bir ödeme bulunmadığını savunmuştur. Bu durumda somut olayda ispat külfeti ödemelerin dava dışı bonolara ait olduğunu savunan davalıdadır. Ödeme dekontlarında, yapılan ödemenin hangi borca ilişkin olduğuna dair bir açıklama bulunmadığından uyuşmazlığın olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK"nun 102. maddesi hükmü çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. Anılan Yasa hükmüne göre, “ Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapıldığı kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur. Birden çok borcun vadesi aynı zamanda gelmiş ise, mahsup orantılı olarak, borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemiş ise ödeme güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılır”.
Mahkemece somut olay bakımından uyuşmazlığın çözümü yönünden anılan Yasa hükmü gözetilmeksizin bilirkişi raporları arasındaki çelişki de giderilmeden eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen.... TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 03/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.







Aslı gibidir.
Karşılaştırıldı.

Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.