3. Hukuk Dairesi 2015/1965 E. , 2015/3646 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : MİLAS 2. ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/01/2014
NUMARASI : 2014/7-2014/67
Taraflar arasındaki Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararına itiraz davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulü ve hakem heyeti kararının iptaline yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; dava dilekçesinde; davalı elektrik abonesi tarafından, dönem faturalarına kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti ve iletim bedelleri tahakkuk ettirildiği gerekçesiyle, Milas Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurulduğunu; hakem heyetince tüketicinin talebinin kabulü ile 567,58 TL"nin tüketiciye iadesine karar verildiğini; hukuka aykırı olan Milas Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı"nın 22/11/2013 tarih ve 590252/1767 sayılı kararının iptalini talep etmiştir.
Mahkemece; 4077 sayılı kanun kapsamında Tüketici Hakem Heyetinin görev sınırlarının açıkça belirtilmiş olduğu, iptali istenen tüketici hakem heyetinin kararına konu olan kalemlere ilişkin işlemin ise; Enerji Piyasası Kanunun 12. maddesine göre, idari işlem niteliği göstermesi nedeniyle bu tür işlemlere yönelik itirazlar açısından idari yargının görevli olacağı ve dolayısıyla Milas Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin 4077 sayılı kanun gereğince, görevine girmeyen konuda usule ve yasaya aykırı şekilde karar vermiş olduğu gerekçe gösterilerek; davanın kabulü ile hakem heyeti kararının iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Her ne kadar, mahkeme gerekçesinde; iptali istenen Tüketici Hakem Heyetinin kararına konu olan kalemlere ilişkin işlemin; Enerji Piyasası Kanunu"nun 12.maddesine göre, idari işlem niteliği göstermesi nedeniyle, bu tüm işlemlere yönelik itirazlar açısından idari yargının görevli olacağından bahsedilmiş ise de; davalı tüketici; EPDK Kurul kararlarının kanuna aykırı olduğu veya iptaline ilişkin bir istemde bulunmamıştır. Kurul kararlarına göre kendisinden tahsil edilen bedellerin iadesini talep etmiştir. EPDK Kurul kararı dava konusu değildir. Taraflar arasındaki özel hukuk ilişkisinden(abonelik sözleşmesinden) kaynaklanan ve yersiz tahsil edildiği iddia edilen bir kısım bedellerin istirdadına ilişkin bir uyuşmazlık mevcuttur. Uyuşmazlığın özel hukuk ilişkisinden kaynaklandığı nazara alındığından davaya bakmaya Adlî Yargı görevlidir. Dolayısıyla davaya bakmaya Adlî Yargı görevli olduğu kabul edildiğinde Tüketici Hakem Heyetinde görevinde olmayan bir konuda karar aldığından bahsedilemeyecektir.
Uyuşmazlık; davacı dağıtım şirketinin, abonelerinden kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, parekende satış hizmeti ve iletim bedeli isteyip isteyemeyeceği; buradan varılacak sonuca göre, Tüketici Hakem Heyeti Kararının iptaline karar verilip verilmeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, kanunla verilen yetkiye dayanarak; 11/08/2002 gün ve 24843 sayılı Resmî Gazetede; “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ”, “Dağıtım Sistemi Gelirinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ” ve “Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği”ni yayımlamış, sonrasında ise yönetmeliklerin uygulanması için çıkardığı kurul kararları, tebliğ ve ikincil mevzuat uyarınca lisans sahibi şirketler elektriği kullananlardan davaya konu edilen bedelleri tahsil etmişlerdir.
Ancak, yukarıda açıklanan mevzuatın dayanağı olan 4628 ve 6446 sayılı Kanunlarda, Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir tarife ve fiyat belirleme hak ve yetkisi verilmemiştir.
Elektrik dağıtım şirketlerinin; EPDK kurul kararları ve tebliğleri çerçevesinde, elektrik kullanan abonelerin faturalarına yansıtarak aldıkları, kayıp-kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmet, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin elektrik enerjisi kullananlara (sanayi, ticarî ve mesken abonelerine) aktif tüketim bedeli dışında ek bir mâli yük ve külfet getirdiği izahtan varestedir. Oysaki; Türkiye Cumuriyeti Anayasasının 73. maddesi gereğince; vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı da ortadadır. Nitekim, elektrik faturalarına yansıtılan %2 TRT payıda kanunla getirilmiş ve kanunun verdiği açık ve şeffaf yetkiye dayanarak tahsil edilmektedir.
Elektrik Piyasası Kanununun verdiği yetki uyarınca çıkarılan EPDK kurul kararları ve tebliğleri gereğince alınan; kayıp-kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmet, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin; vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı, ayrıca Elektrik Piyasası Kanunun düşük maliyetli enerji temini ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasası oluşturulması ilkelerine uygun düşmemektedir.
Nitekim; kayıp-kaçak bedeli hakkında verilen ve Dairecede benimsenen HGK"nun 21/05/2014 günlü ve 2013/7-2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından kaçak kullanmak (hırsızlanmak) suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin, kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaştığı da söylenemez.
Bundan ayrı olarak; elektrik kaybını önleme ve hırsızlıkları engelleme veya hırsızı takip edip, bedeli ondan tahsil etme görevi de bizzat enerjinin sahibi bulunan dağıtım şirketlerine aittir.
Öte yandan, nihai tüketici olan abonenin; kayıp-kaçak bedeli gibi davacı dağıtım şirketi tarafından faturalara yansıtılan; dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, parekende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin hangi miktarda olduğunu apaçık denetleyebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, eş söyleyişle şeffaflık hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarındandır. Ne var ki, davaya konu bedeller ile ilgili olarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca kanunun verdiği genel ve soyut yetkiye dayanarak çıkarılan yönetmelik, kurul kararları ve tebliğlerinin de, Elektrik Piyasası Kanununun temel amaçları ve ilkelerinden olan, şeffaflık ve düşük maliyetli enerji temini unsurlarını taşıdığının kabulü de mümkün değildir.
Hâl böyle olunca; mahkemece, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar gözetilerek; kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma bedeli, parekende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin elektrik abonelerinden tahsil edilemeyeceği kabul edilip, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksi gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.