MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Sanıklar hakkında CMK"nın 223/2-e maddesi gereğince ayrı ayrı beraat

Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından beraate ilişkin hükümler katılan vekili tarafından, sanıklar ..., ... ve ... hakkında verilen beraat kararlarının hüküm fıkrasından çıkarılmasına ilişkin ek karar sanık ... müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ..."nun yönetim kurulu üyesi olduğu DOKA Tekstil San. Tic. A.Ş"nin iş yeri adresinde faaliyette bulunmamasına rağmen sanıklar... ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..."nun çalışan olarak gösterilip sigorta bildirimlerinde bulunduğu, sanıkların özel belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediği iddia edilen somut olayda;
Sanıklar ..., ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından verilen beraat kararlarının hüküm fıkrasından çıkarılmasına ilişkin 19/09/2014 tarihli ek kararın, hüküm kurulup mahkemece dosyadan el çekilmesinden sonra verilmiş olması nedeniyle hükmün yok hükmünde olduğu belirlenerek yapılan incelemede,
1-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve... ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik yapılan temyiz başvurusunun incelenmesinde;
Sanık savunmaları, işe giriş bildirgeleri, SGK il müdürlüğü cevabi yazıları, şikayet dilekçesi, SGK Kontrol memurluğu raporu ile diğer deliller ve dosya kapsamına göre iş yerinin adresinin belirli olduğu, katılan kurumun denetim imkanının ortadan kaldırılmamış olması nedeniyle atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçelerine dayanan mahkemenin beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiş, sanıkların CMK"nın 223/2-a maddesi gereğince beraatine hükmedilmesi gerekirken, aynı kanunun 223/2-e maddesi gereğince beraatlerine hükmedilmesi sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamış, hakkında ayırma kararı verilmeyen ... yönünden zamanaşımı süresi içerisinde nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması mümkün görülmüş ve mahkeme gerekçesine göre tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin eksik araştırma ile hüküm kurulduğu ve sanıkların cezalandırılması gerektiğine yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve... ... hakkında özel belgede sahtecilik suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik yapılan temyiz başvurusunun incelenmesinde;
TCK’nın 207/1. maddesinde yer alan özel belgede sahtecilik suçu için öngörülen cezanın miktarına göre, aynı kanunun 66/1-e. ve 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin, suç tarihinden temyiz inceleme gününe kadar dolduğu anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince sanıklar hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
3-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik yapılan temyiz başvurusunun incelenmesinde;
Sanıklar hakkında 21/06/2013 tarihli 10. celse ara kararında hakkında açılan kamu davasının ayrılmasına karar verilmiş ve farklı esas üzerinden yargılamalarına devam edildiğinin anlaşılmış olması karşısında, adı geçen sanıklar hakkında hüküm verilmesi mümkün bulunmadığı halde yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.