MAHKEMESİ : . Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürme


TÜRK MİLLETİ ADINA

1- Suçta kullanılan tabancanın kendisine görevi gereği verildiği anlaşılan, sanık hakkında TCK.nun 266. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılmaması temel cezanın müebbet hapis olarak belirlenmesi karşısında sonuca etkili görülmemiştir.
2- Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık. maktul .kasten öldürme suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, haksız tahrike ve takdire ilişen cezayı azaltıcı sebeplerin derecesi ve niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde eleştiri nedeni dışında bir isabetsizlik görülmediğinden, katılanın az ceza verildiğine, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede eksik incelemeye, meşru savunmaya, sanığın kanunun emrini icra ettiğini vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA, ceza miktarına ve temyiz incelemesi dışında tutuklulukta geçen süreye göre sanık müdafiinin tahliye isteminin reddine, 22/03/2016 gününde üyeler.,., otopside maktulün baş kısmında ele geçirilen metaryellerin deforme vaziyette olması nedeniyle mermi çekirdeğinin sekme üzerine maktule isabet etmesinin mümkün olup olmadığı konusunda araştırma yapılması
ayrıca bu konuda keşif yapılması gerektiğinden hükmün bozulması yönündeki karşıoyları ve oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY:
. Ağır Ceza Mahkemesine açılan davada, sanığın tahrik altında kasten öldürme suçunu işlediği kabul edilerek, TCK"nun 81, 29, 62. maddeleri uygulanmak suretiyle, sanığın 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Kararın sanık müdafii ve katılan tarafından temyizi üzerine sayın Dairemizin çoğunluğu hükmün onanması doğrultusunda karar vermiştir. Dairemizin sayın çoğunluğu ile aramızda kararın eksik incelemeye dayalı olarak verilip verilmediği noktasında görüş ayrılığı bulunmaktadır.
Olay sanığın kardeşinin kahvehanesine yapılan saldırı sırasında meydana gelmiştir. Maktul saldırı yapan grubun içerisinde yer almaktadır. Maktulünde yer aldığı grup sanığın kardeşinin kahvehanesine saldırmış, sanıkta dışarı çıkarak ateş etmesi sırasında maktul başının arkasından vurularak hayatını kaybetmiştir.
Sanık 4-5 el havaya ateş ettiğini söylemekte, sanığın bu iddiası tanıklarca da doğrulanmaktadır. Tanıkların ve sanığın havaya ateş edildiğine dair iddiaları tek başına havaya ateş edildiğini gösteren bir delil değildir. Ancak dosyada bu iddiayı doğrulayan deliller mevcuttur. Maktulün ölüm nedeni kafasının arka kısmından giren ve kafatası içerisinde kalan gömlek parçası ve nüvenin isabet etmesine bağlıdır. Bu olayda mermi çekirdeğinin doğrudan isabet etmesi sonucu bir ölüm neticesi meydana gelmiş olsaydı, mermi çekirdeğinin tamamının kafatası içerisinde kalması gerekirdi. Silahla yapılan bir atışta mermi çekirdeğinin bir yere çarpmadan parçalanmış olması mümkün değildir. Adli Tıp Kurumu Adana Şube müdürlüğünün 24.06.2013 tarihli raporunda, kafatasından çıkarılanların ""gömlek parçası ve nüve"" olduğuna dair tespitleri göz önünde tutulduğunda, öncelikle mermi çekirdeğinin bir yere çarpma sonucu parçalanıp parçalanmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirdi. Suçta kullanılan 9 mm çapında kuvvetli bir silahla çok uzak olmayan mesafeden yapılan atışta, mermi çekirdeğinin kafatasından çıkmamış olması pek olası değildir.
Silahın doğrudan hedef gözetilerek atış yapılmadığının tespiti veya başka bir deyişle havaya ateş edilerek bir yere çarpma sonucu mermi çekirdeğinin
parçalanarak sekmesi sonucu isabet alınıp alınmadığının tespiti halinde, olası kastla öldürme suçu söz konusu olacağından, bu hususun mutlak surette araştırılarak belirlenmesi zorunludur.
Yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında, Yerel mahkemenin TCK"nun 81/1, 29, 62. maddelerinden sanığın cezalandırılması doğrultusunda verdiği kararın onanmasına dair çoğunluk görüşüne, Mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiği görüşünde olduğumuz ve yerel Mahkeme hükmünün bu nedenle bozulması gerektiğini düşündüğümüzden muhalifiz.
22/03/2016 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı . huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık . müdafii Avukat . yokluğunda 31/03/2016 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.