17. Hukuk Dairesi 2015/7447 E. , 2018/732 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin kızı destek ..."in yolcu olduğu, davalıya trafik sigortalı aracın çift taraflı kaza yapması sonucu desteğin hayatını kaybettiğini belirterek, müvekkili için ıslahla birlikte toplam 15.420,79 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olduğunu, davacının kaza sonucu ölen kızı ..."in evli ve çocuklu olduğunu, bu nedenle destek oranının gelir durumu dikkate alındığında fazla olamayacağını, davacı tarafından müvekkili şirkete yapılan başvuru üzerine yapılan değerlendirme sonucu aktüer rapor ile belirlenen 36.100,08 TL destekten yoksun kalma tazminatının 08/11/2012 tarihinde davacıya ödendiğini ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, davanın kabulüne, davacı ... için hesaplanan 15.420,79 TL tazminatın 09/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, davacıların murisinin ölümü nedeni ile 6098 sayılı TBK m. 53 gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Eş, çocuklar ile anne ve babanın desteklenen olduğu durumlarda destek paylarını belirlerken desteğin gelirinin bir miktarını kedisine bir miktarını eşine, bir miktarını çocuklarına bir miktarını da anne ve babasına ayıracağı kabul edilmektedir. Desteğin gelirinden kendisine ayıracağı pay kadar eşine de ayıracağı, bu durumun Türk Medeni Kanun’da ki
eşitlik ilkelerine de uygun düşeceği, kendisine ayırdığı paydan daha fazla payı eşine ayırmasının hayatın olağan akışına uygun düşmeyecektir.
Dairemizce kabul görmüş pay esasına göre; çocuksuz durumda destek, desteğin gelirini eşi ile ortak paylaşacağı varsayımına dayalı olarak, gelirden desteğin %50 ve eşin %50 pay alacağı kabul edilmektedir. Çocukların eş ile birlikte destek payı alacağı durumunda ise desteğin gelirden eşi ile birlikte 2 şer pay alırken çocuklara birer pay verileceği yine eş, çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda desteğe 2 pay eşe 2 pay çocukların her birine 1 pay ana ve babaya birer pay ayrılarak böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayalıdır. Çocukların sayısı arttıkça hem desteğe ayrılan pay hem de eş ve çocuklar ile ana ve babaya ayrılacak paylar düşecektir. Çocukların destekten çıkması ile birlikte destekten çıkan çocuğun payları destek, eş ve diğer çocuklara dağıtılacak anne ve babaya verilmeyecektir. Böylece geriye kalan eş ve çocukların payları ile desteğin payı artacaktır. Bu pay esası Türk aile sistemine çok uygun düşmektedir. Çünkü Türk aile sisteminde desteğin geliri aile bireyleri tarafından birlikte paylaşılmakta, aile bireyleri arttıkça gelirden alınacak pay düşmekte, aile bireyi azaldıkça da gelirden alınacak pay yükselecektir. Ana ve babadan birinin destekten çıkması ile payı diğerine aktarılacak, ana ve baba ile çocukların tamamının destekten çıkması durumunda ise yine çocuksuz eş gibi desteğe 2 pay eşe 2 pay esasına göre %50 desteğe %50 eşe pay verilerek varsayımsal olarak gelirin paylaştırılarak tazminat bu ilkelere göre hesaplanmalıdır.
Somut olayda, 18 yaşında vefat eden destek Satı’nın nüfus kayıtlarında her ne kadar bekar olduğu yazılı ise de yargılama sırasında davalı tarafından desteğin resmi nikahsız bir birlikteliğinin olduğu ve bir çocuğunun olduğu iddia edilmiş, keza ceza yargılaması sırasında müşteki araç sahibi ... ve eşi ...’ün ifadelerinde araç içindeki ...’ın oğulları olduğu, ...’nın gelinleri ve ...’un torunları olduğunu beyan etmişler, mahkemece bu hususta herhangi bir araştırma yapılmaksızın muris ...’nın bekar olarak kabul edildiği aktüer hesabına göre karar verilmiştir. Muris ...’nın davacı anneye destekliğinin belirlenebilmesi için murisin resmi nikahsız birlikteliği ve bu birliktelikten bir çocuğunun olup olmadığı araştırıldıktan
sonra yukarıda bahsedilen ilkelere uygun aktüer raporu alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Kabule göre de; Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde temerrüt faizi olarak avans faizi istenilmiş ve mahkemece avans faizine hükmedilmiştir. Oysa, desteğin yolcu olarak bulunduğu araç hususi araç olup temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken, avans faizine hükmedilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 08.02.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.