10. Hukuk Dairesi 2016/16645 E. , 2019/2967 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, kasten öldürülen sigortalının hak sahiplerine Kurumca yapılan yardımların tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava; 30.10.2010 tarihinde davalıların haksız fiili sonucu ölen sigortalının, hak sahiplerine Kurumca bağlanan ölüm aylığının ilk peşin sermaye değeri ile cenaze giderinin 5510 sayılı Yasanın 39’uncu maddesi gereğince tahsili istemine ilişkindir.
Anılan madde hükmüne göre, “kasdi veya suç sayılan hareketi ile sigortalının hastalanmasına sebep olan kimseye, bu kanun gereğince hastalık sigortasından yapılan her türlü giderler tazmin ettirilir.” madde metninden de anlaşılacağı üzere, davalının, Kurumca sigortalıya yapılan yardımlardan sorumlu tutulabilmesi için, zararlandırıcı sigorta olayının meydana gelmesine kasti ya da suç sayılır hareketi ile sebep olması zorunludur. Davalının sorumluluk miktarı belirlenirken kusur oranı esas alınarak sonuca gidilmelidir.
Davaya konu somut olayda, davalılardan Efkar hakkında, sigortalıyı kasten adam öldürmek suçundan eylemine uyan TCK.nun 81/1. maddesi uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCK"nın 29/1 maddesi gereğince cezadan indirim yapılarak 13 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCK"nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılarak neticeden 10 yıl 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, davalılardan Fatma hakkında ise sigortalıyı kasten adam öldürmek suçundan eylemine uyan TCK.nun 81/1. maddesi uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCK"nın 62. maddesi gereğince indirim yapılarak neticeden 25 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 2012/573 Esas, ... Karar sayılı 16.10.2012 tarihli ilamı ile kararın onanarak kesinleştiği, anlaşılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi (Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu 53. madde) hükmü uyarınca hukuk hakimi ceza davasında alınmış kusur raporu ile bağlı değilse de kesinleşmiş ceza ilamıyla saptanmış maddi olgularla bağlıdır.
Kurumun rücu hakkının, kanundan doğan kendine özgü ve bağımsız rücu hakkı niteliğinde olması nedeniyle, tahrik indirim hadlerinin TCK 29. maddede 3/4 ile 1/4 arasında olduğu, müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası öngörüldüğü, asgari hadden ceza verilmesi halinin % 75 indirim oranına, üst hadden ceza verilmesi halinin ise % 25 indirim oranına karşılık geldiği gözetilerek, rücu alacağından Borçlar Kanunu"nun 43 ve 44. maddelerine göre indirim yapılarak, orantı kurma yöntemi ile 13 yıl hapis cezasının % 66 oranına isabet edeceği tespit edilerek davalı ... hakkında bu durumun gözetilmesi, davalı ..."nın ise ceza mahkemesi kararında haksız tahrik indirimi uygulanmasına yer olmadığına hükmedilmiş olması karşısında onun tam kusurlu olduğu, 5510 sayılı Kanun"un 39. maddesi gereği ilk peşin sermaye değerinin yarısının tamamından sorumlu olduğu, dava dilekçesinde teselsüle dayanılmaması karşısında tahsilde tekerrüre neden olmamak üzere ayrı ayrı tarafların sorumluluklarına göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01/04/2019 gününde karar verildi.