21. Hukuk Dairesi 2015/20120 E. , 2016/1907 K.
"İçtihat Metni"
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 17.08.2004 tarihinden 01.03.2005 tarihine kadar davalı işverene ait iş yerinde geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı işverence davacı adına 15.12.2004 tarihinde işe girdiğine dair işe giriş bildirgesinin verildiği, davacının davalı işyerinde 15.12.2004 tarihinde iş kazası geçirdiği, buna ilişkin davalı Kurum tarafından 29.03.2012 tarihli raporun düzenlendiği, hizmet cetvelinden davacının davalı yanındaki çalışmasının 15.12.2004-30.03.2005 tarihleri arasında bildirildiği ancak yapılan bildirimlerin bir kısmının otuz günün altında olduğu, dönem bordrolarının bir kısmının getirtildiği, davalı işyerinin 2004/12; 2005/1,2,3.aylarına ilişkin ücret bordrolarında davacının imzasının bulunduğu ve davacının söz konusu imzaların kendi eli ürünü olmadığını havale tarihi olmayan, 23.05.2009 tarihli dilekçesi ile beyan ettiği ancak ücret bordroları üzerinde imza incelemesi yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Gerçekten, davacının, işyerindeki bir kısım çalışmaları aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. İmzalı bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde otuz günün altında geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise, eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Başka bir anlatımla, yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemez. Dairemizin, giderek Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır.
Yapılacak iş; davacının imzasının olduğu ücret bordroları üzerinde imzanın davacının eli ürünü olup olmadığına dair imza incelemesi yapmak, dava konusu yapılan çalışma döneminin tamamında, imzalı ücret bordrosu olan ve imzanın davacıya ait olduğu tespit edilmiş dönemlerde imzalı ücret bordrosu kadar, imzalı ücret bordrosu olmayan veya olup da itiraz edilen imzaların davacıya ait olmadığı anlaşılan dönemler bakımından ise davacının geçirdiği iş kazası sebebi ile hangi tarihler arasında tedavi gördüğü, hastanede yattığını, hangi tarihler arasında istirahatli olduğunu araştırmak, buna ilişkin hastane kayıtlarını, doktor raporlarını getirtmek ve çalışmadığı süreyi belirlemek, davalı işyerinin ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarının tamamını getirterek bordrolarda kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, marifetiyle o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 15.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.