23. Hukuk Dairesi 2015/6771 E. , 2016/3473 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : .. Asliye Ticaret Mahkemesi
-KARAR-
1-7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 17. maddesi, “Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır." hükmünü; tebliğ tarihinde yürürlükte bulunan Yönetmeliğin 26. maddesi, "Belirli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenlere, o yerde de tebligat yapılabilir. Muhatabın işyerinde bulunmaması halinde tebliğ, aynı yerde sürekli olarak çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Muhatap, meslek veya sanatını konutunda icra ediyorsa, kendisi bulunmadığı takdirde memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Bunlardan hiç birinin bulunmaması durumunda tebliğ, aynı konutta sürekli olarak oturan kişilere veya hizmetçilerden birine yapılır." hükmünü içermektedir. Bu madde hükümlerinde muhatabın bulunmama nedeninin araştırılması ve tebliğ belgesinde gösterilmesi gerektiğine yönelik bir düzenleme getirilmemiş ise de, önce muhatabın aranması, muhatabın tevziat saatinde o yerde bulunmadığının ancak aynı gün tevziat saatinden sonra döneceğinin tespiti halinde daimi memur veya müstahdemlerden birine, işyeri ev ise memur ya da müstahdemlerden birine, bunlar da yok ise aynı konutta oturan kişilere ya da hizmetçilerden birine tebligatın yapılması gerekir.
Tebligat Kanunu"nun 20. maddesinde ise, tevziat saatinde o yerde bulunmayıp, aynı gün tevziat saatinden sonra dönmeyeceği belirlenen muhataplar için "13, 14, 16, 17 ve 18. maddelerinde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan sahibi tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat, 21. maddeye göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13, 14, 16, 17 ve 18. maddelerinde yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarname kapıya yapıştırılmış ise bu tarihten itibaren 15 gün sonra yapılmış sayılır." hükmüne; Yönetmeliğin 29. maddesinde, " 21, 22, 23, 25, 26 ve 27. maddelerde yazılı kişiler, tebliğ yapılacak olanın geçici olarak başka yere gittiğini belirtirlerse, tebliğ memuru, muhatabın hangi sebeple adresten geçici olarak ayrıldığını, beyanda bulunanın adı ve soyadı ile sıfatını
tebliğ tutanağına yazar. Tebliğ tutanağını beyanda bulunana imzalatır ve tebliğ edilecek evrakı beyanda bulunana verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Bu kişilerin beyanlarını imzadan kaçınmaları veya tebliğ evrakını kabul etmemeleri halinde, tebliğ memuru bu hususu tutanağa yazar, imzalar ve tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti üyesinden birine ya da kolluk amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve teslim ettiği kişinin adresini içeren ihbarnameyi gösterilen adresin kapısına yapıştırır." hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, gerekçeli karar davalı H.. S.. vekili Av. Y.. E.. adına tebliğe çıkarılmış ve muhatap şehir dışında olduğundan Berna Çördek"e tebligat yapılmış ise de, tebliğ belgesinde muhatabın aynı gün döneceğine ilişkin bir tespite yer verilmediği gibi adı geçenin Tebligat Kanunu 17 ve 20. maddeleri ile yönetmeliğin 29. maddesinde bahsi geçen kişilerden olduğuna ilişkin bir belirlemeye de yer verilmediği görülmüştür. Tebligat Kanunu"nun tevziat saatinde o yerde bulunmayıp, aynı gün tevziat saatinden sonra dönmeyeceği belirlenen muhataplar için düzenleme içeren 20. ve Yönetmeliğin 29. maddesinde aranan, anılan belirlemeye ilişkin bir açıklama da tebliğ belgesinde bulunmamaktadır. Bu tebligat, Tebligat Kanunu"nun 17 ve 20; tebliğ tarihinde yürürlükte olan Yönetmeliğin 26 ve 29. madde hükümlerine uygun yapılmış değildir.
Bu durumda, gerekçeli kararın, davalı H.. S.. vekili Av. Y.. E.."a Tebligat Kanunu 17. ve 20. maddeleri ile ilgili yönetmeliğin 26 ve 29. maddesi hükümlerine uygun olarak tebliği yapılmadığından, Tebligat Kanunu ve Yönetmelik hükümlerine uygun olarak tebliğ edilip, temyiz süresinin beklenmesi ve hükmü temyiz etmesi halinde, temyiz dilekçesinin dosya içerisine konulması,
2-7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 16. maddesi, “ Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır." hükmünü; Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesi, "Kendisine tebligat yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır." hükmünü içermektedir. Bu madde hükümlerinde muhatabın bulunmama nedeninin araştırılması ve tebliğ belgesinde gösterilmesi gerektiğine yönelik bir düzenleme getirilmemiş ise de, önce muhatabın aranması, muhatabın tevziat saatinde o yerde bulunmadığının ancak aynı gün tevziat saatinden sonra döneceğinin tespiti halinde kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine tebligatın yapılması gerekmektedir.
Tebligat Kanunu"nun 20. maddesinde, tevziat saatinde o yerde bulunmayıp, aynı gün tevziat saatinden sonra dönmeyeceği belirlenen muhataplar için "13, 14, 16, 17 ve 18. maddelerinde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat, 21. maddeye göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13, 14, 16, 17 ve 18. maddelerinde yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarname kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren 15 gün sonra yapılmış sayılır. "hükmüne; Yönetmeliğin 29. maddesinde, "21, 22, 23, 25, 26 ve 27. maddelerde yazılı kişiler, tebliğ yapılacak olanın geçici olarak başka yere gittiğini belirtirlerse, tebliğ memuru, muhatabın
hangi sebeple adresten geçici olarak ayrıldığını, beyanda bulunanın adı ve soyadı ile sıfatını tebliğ tutanağına yazar. Tebliğ tutanağını beyanda bulunana imzalattırır ve tebliğ edilecek evrakı beyanda bulunana verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Bu kişilerin beyanlarını imzadan kaçınmaları veya tebliğ evrakını kabul etmemeleri durumunda, tebliğ memuru bu hususu tutanağa yazar, imzalar ve tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti üyesinden birine ya da kolluk amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve teslim ettiği kişinin adresini içeren ihbarnameyi gösterilen adresin kapısına yapıştırır." hükmüne yer verilmiştir.
Dosya kapsamından, gerekçeli kararın davalı H.. K.."nin eşi... imzasına tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Gerekçeli kararın tebliğine ilişkin belgede muhatabın adreste bulunup bulunmadığına, bulunmuyor ise hangi sebeple adresten geçici olarak ayrıldığına ilişkin anılan 20. ve 29. madde hükümlerinde aranan bir açıklamaya yer verilmediği gibi, muhatabın evine aynı gün döneceğine ilişkin anılan 16 ve 25. madde hükümleri bakımından gerekli olan bir tespite de yer verilmediği görülmüştür. Tebligat Kanunu"nun tevziat saatinde o yerde bulunmayıp, aynı gün tevziat saatinden sonra dönmeyeceği belirlenen muhataplar için düzenleme içeren 20. ve Yönetmeliğin 29. maddesinde aranan, anılan belirlemeye ilişkin bir açıklama da tebliğ belgesinde bulunmamaktadır. Bu tebligat, Tebligat Kanunu"nun 16, 20; Yönetmeliğin 25, 29 maddeleri hükümlerine uygun yapılmış değildir.
Gerekçeli kararın davalı H.. K.."ye usulüne uygun şekilde tebliğ edilip, yasal temyiz süresinin beklenmesi ve temyiz halinde temyiz dilekçesinin dosya içerisine konulması,
3-Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin davalılar H.. K.., F.. K.., Ayten Ören, R.. T.., Sahura Akkaya, İ.. Ç.., F.. Ü.., F.. Y.., F.. K.. ve E.. T.."ye tebliğ edildiğine dair belgelere dosya kapsamında rastlanmamıştır.
Davacı vekilinin temyiz dilekçesi adı geçen davalılara tebliğ edilmiş ise tebliğ belgelerinin dosya içerisine konulması, temin edilemezse posta idaresi ile yazışma yapılarak tebliğ tarihlerinin belirlenmesi, tebliğe çıkmamışsa, usulüne uygun şekilde tebliğ edilip, yasal temyize cevap ve katılma yoluyla temyiz süresinin beklenilmesi, hükmü katılma yoluyla temyiz etmeleri halinde, bu dilekçelerin dosya içerisine konulması,
İçin dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 08.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.