17. Hukuk Dairesi 2017/419 E. , 2018/718 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacının dava konusu aracın sahibi olduğunu, davalının ise bu aracın kasko sigortacısı olduğunu, 25/08/2012 tarihinde ... sınırları içerisinde müvekkiline ait araç ile dava dışı ..."a ait aracın karıştığı maddi hasarlı trafik kazasının gerçekleştiğini, davacıya ait araçta hasar oluştuğunu, davacının başvurusu üzerine davalı ... şirketinin hasar bedelini ödemediğini, davalı ... şirketi hakkında ...19. İcra Müdürlüğü"nün 2013/6731 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı ... şirketinin borca itiraz ederek takibin durdurulmasına neden olduğunu, davalının itirazının iptaline, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.Mal sigortası türünden olan kasko sigorta sözleşmeleri gerek kuruluşlarında gerek devamı sırasında ve gerekse rizikonun gerçekleşmesi aşamasındaki ihbar yükümlülükleri bakımından iyi niyet esasına dayalı sözleşme türlerindedir.
Kasko Sigortası Genel Şartlarının A/1 maddesine göre gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması müsademesi devrilmesi düşmesi yuvarlanması gibi kazalar ile 3. kişilerin kötü niyet ve muziplikle yaptıkları hareketler aracın yanması çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminatı kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan TTK.nun 1282. maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı Yasanın 1281. maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir.Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte, sigortalı, Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.1.5. maddesi ve Türk Ticaret Kanunu’nun 1292/3. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer. (HGK 10.12.1997 gün ve 1997/11-772-1043; HGK 16.12.1998 gün ve 1998/11-872-905; HGK 22.12.2010 gün ve 2010/17-655-688 sayılı ilâmları) Uyuşmazlık, rizikonun belirtilen şekilde meydana gelip gelmediği, dolayısıyla rizikonun teminat dışı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Somut olayda, davacı vekili davacıya ait davalıya kasko sigortalı araç ile dava dışı ..."a ait aracın karıştığı trafik kazası neticesinde hasarlandığını belirtip, hasar bedeli talebine ilişkin icra dosyasına itirazın iptalini talep etmiş, davalı vekili, sürücünün kaza yerini terk ettiğini, bu sebeple sürücünün alkollü olup olmadığının ya da kazayı yapan kişinin kaza yaptığı ileri sürülen kişi olup olmadığının tespit edilemediğini, davacının doğru ihbar mükellefiyetine uymadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı sigortacı ve mahkemece ispat külfetinin yer değiştirdiği kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, davalı tarafından kazanın teminat dahilinde olmadığı ileri sürüldüğünden olaydaki ispat külfeti mevcut durumun aksini iddia eden sigortacı üzerinde bulunmaktadır. Davalı sigortacı bu savunmasını soyut iddialarla değil, somut delillerle kanıtlamalıdır. Dosya içerisinde ispat yükünün değiştiğine dair somut bir delil bulunmamaktadır. Dosya içerisinde bulunan kaza tespit tutanağı ile riskin gerçekleştiği davacı tarafından ispatlanmıştır. Dava konusu sigortalı araç sürücüsünün kaza yerini terk etmiş olması tek başına teminat dışı hal olarak kabul edilemez.
Bu durumda mahkemece davalının dosya içerisindeki delilleri değerlendirilerek kaza tespit tutanağının aksini ispatlayamaması durumunda işin esasına girilerek sonucuna göre karar vermek gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 07.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.