22. Hukuk Dairesi 2017/3199 E. , 2018/4638 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının sigara üretimi yapılan davalıya ait fabrikada, filtre operasyon işinde davalı şirketin asıl kadrolu işçileri ile birlikte üretim işinde yan yana aynı yerde aynı işte ve aynı zaman dilimlerinde çalışmakta olup, ayrıca forklift operatörü olduğunu, bu haliyle doğrudan üretim süreci içinde yer almakta olup, bu işler yapılmadığı takdirde üretimi hedeflenen sigaranın ortaya çıkmasının ve üretimin gerçekleşmesinin mümkün olmadığını, bu haliyle, yapılan işin üretimin zorunlu unsuru olduğunu ve işyerinde yürütülen mal üretimine ilişkin " Yardımcı iş niteliğinde " olmadığını, aksine, işyerinde yürütülen mal üretiminin esasını oluşturan asıl işlerden olması nedeniyle, davacının, işe başladığı tarihten, işten çıkarıldığı tarihe kadar davalı asıl işverenin işçisi konumunda olduğunu, olduğunu, aynı işi yapan davalı işçileri ile ayni ücreti ve sosyal hakları alması gerektiğini iddia ederek alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili,davacının şirketin işçisi olmadığını, alt işverenleri ... Firmasının elemanı olduğunu, söz konusu firma ile aralarında yasaya uygun hizmet sözleşmesi bulunduğunu, müvekkil firmanın asıl işinin tütün işlemesi ile sigara üretimi olduğunu, bunun dışında kalan NTM-Tütün Harici Malzeme Dağıtımı, yani bu malzemelerin depolardan sigara bölümüne taşınması hizmetleri yardımcı işlerinin ... firmasına verildiğini, daha sonra bu sözleşmenin kapsamı genişletilerek diğer yardımcı işlerinde yüklenici firma eliyle yaptırdığını, aralarındaki ilişkinin muvazaalı olmadığını beyan ile açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “...davalı Philsa A.Ş. tarafından, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı aleyhine açılan davaya ilişkin olarak ... 8. İş Mahkemesinin 30.12.2013 tarih ve 2012 / 260 esas, 2013 / 817 karar sayılı kararında, ÇSGB İş Teftiş Kurulu Başkanlığının 26.04.2012 tarih ve 19 sayılı raporuna itirazın kabulü ile dahili lojistik hizmetleri içinde sayılan Bin Filling ve Tütün Elleçme ( Taşıma ), NTM ( Tütün harici malzemeler ) dağıtımı ve Filtre Operasyonu işlerinin davalı tarafından hizmet sözleşmesi ile alt işverene verilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığına ve bu şekilde yapılan sözleşmenin muvazaaya dayanmadığının tespitine KESİN olarak karar verilmiş... ... 8. İş Mahkemesinin yukarıda sözü edilen 30.12.2013 tarih ve 2012 / 260 esas, 2013 / 817 karar sayılı kararı, görülmekte olan dava açısından kesin delil niteliğinde bulunduğu bu suretle davalı asıl işveren PHİLSA A.Ş. ile dava dışı alt işveren EUROSERVE Şirketi arasında yapılmış olan sözleşmenin muvazaalı olduğu iddiasına dayanan davacı taraf taleplerinin yasal dayanağı bulunmadığı, muvaza iddiasının somut delillerle ve teredüte yer bırakmayacak şekilde ispatlanmadığı... ” denilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, NTM ( Tütün harici malzemeler ), Bin Fiilin» ve Tütün Elleçme ( Taşıma ), Filtre Operasyon kısımlarında, davalı şirketin asıl kadrolu işçileri ile birlikte üretim işinde yan yana, aynı yerde, aynı işte ve aynı zaman dilimlerinde çalıştığını, aynı zamanda forklift operatörü olduğunu, bu işin yardımcı iş olmayıp asıl işin bir parçası olduğunu ve bu nedenle asıl-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, davacının baştan beri davalı şirketin işçisi sayılarak buna göre ücret ve diğer haklarının belirlenmesi gerektiğini iddia ederek alacak talebinde bulunmuştur. Mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, bu konuda yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. Taraf tanıkları dinlenmiş ise de, Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 303’e göre; Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.
Kesin delil şartlarını kanunun belirlediği ve hakime taktir hakkı bırakmayan delillerdir. Kesin hükmün, kesin delil olması için tarafların aynı olması gerekir. Bu nedenle Mahkemenin kesin delil bulunduğuna ilişkin karar gerekçesi yerinde görülmemiştir. Ayrıca, ... 12. İş Mahkemesinde açılan 2012/260 ve devamı esaslarına kayden görülen davalarda da Mahkemece verilen red kararları Dairemizin 2014/11843-11849 ve 2014/12032-12049 esas sayılı ilamları ile asıl-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu ancak fark alacak talebinin yerinde olmadığı gerekçesi ile onanmıştır. Bu itibarla mahkemece mahallinde konusunda uzman bilirkişi heyeti ile keşif yapılmalı, gerekirse tanıklar yeniden dinlenmeli, davacının tam olarak ne tür bir iş yaptığı belirlenmeli ve emsal mahkeme kararları da dikkate alınarak asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı, davacının fark alacak talebinde bulunup bulunmayacağı konusunda sonuca varılmalıdır. Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuştur.
O halde davacı vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 22.02.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.