11. Hukuk Dairesi 2017/4021 E. , 2018/3740 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 16/05/2017 tarih ve 2014/1021-2017/427 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı şirketler ve ... ile ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 23.279,00 TL"nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalı şirket temsilcilerinin yüksek faiz verileceği ve parasını istediği zaman geri alabileceği taahhüdünde bulunmaları üzerine müvekkilinin belge karşılığında davalılara 12.031,00 DM verdiğini, davalıların aynı yöntemle binlerce kişiden nakit para topladıklarını, kısa bir süre sonra müvekkilinin parasını istediğini, ancak bu güne kadar kendisine ödeme yapılmadığını, hisse senetlerinin izinsiz olarak halka arz edildiğini, Kombassan Grubu tarafından yapılan usulsüzlüklerin SPK ve diğer resmi kurum raporlarında açıklandığını, müvekkilinin şirket ortağı yapılmasının hukuken mümkün olmadığını, kanuna uygun bir ortaklık ilişkisinin kurulmadığını ve davalı yönetim kurulu başkanı ve üyelerinin de diğer davalılar ile birlikte zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin davalı şirketlerde hukuka uygun surette kurulmuş bir ortaklığının bulunmadığının tespiti ile müvekkilinden tahsil edilen 12.031 DM karşılığı 11.749,08 TL"nin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 6.500,00 TL"lik kısmının ödendiği tarihten itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında talebini 11.745,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalılar vekilleri; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının müvekkili şirketin ortağı olduğunu, ortağın sermaye olarak koyduğu parayı istemesinin mümkün bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, davalıların istenildiğinde derhal ve işlemiş kâr payı ile birlikte iade edileceği taahhüdü ile para topladıkları, ortağın sermaye olarak verdiğini isteyemeyeceğine dair yasal düzenlemeyi kullanarak para yatıran kişileri grup şirketlerden herhangi birinde veya birkaçında düşük nominal bedellerle şeklen ortak gibi gösterdikleri, ancak taraflar arasında sahih bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı, davalılar tarafından zamanaşımı def"inin ileri sürülmesinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğu, SPK tarafından gönderilen yazı ve CD"lerde yer alan kayıtlarda davalı şirketlerin ortaklık yapısı ve davalı şirketlerin ortaklarından yaptıkları tahsilatları gösterdiği, SPK kayıtlarına göre davalının davacıdan 6.150,00 Euro tahsil ettiği, bu miktarın dava tarihi itibariyle TL karşılığının 10.863,36 TL olduğu, davacının davadan önce davalıyı temerrüde düşürmediğinden faize dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekeceği, ayrıca davalı yöneticilerin MK’nın 50. maddesi ve TTK’nın 321/son maddesi gereğince de oluşan zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının davalı ...’nin ortağı olmadığının tespitine, 10.863,36 TL’nin temerrüt tarihi olarak kabul edilen 14/08/2008 dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı şirketler ve ... ile ... vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı şirketler ve davalı ... ve davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile geçerli bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespiti ve 6.500,00 TL"nin faizi ile birlikte davalılardan tahsili talep edilmiş olup, bozmadan sonra 25.06.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile 11.745,00 TL"nin tahsili istenmiştir. Kural olarak, ıslahın yargılama bitinceye kadar yapılması mümkün ise de (04.02.1948 tarih ve 1944/10 E-1948/3 K sayılı İBK ile 06/05/2016 tarih ve 2015/1 E- 2016/1 K sayılı İBK’ya göre) hükmün Yargıtay tarafından bozulması üzerine hüküm mahkemesinde yapılan yeni yargılama sırasında ıslahta bulunulması mümkün değildir. Bu durumda mahkemece, bozmadan sonra ıslahın söz konusu olmayacağı nazara alınmadan ıslahla arttırılan meblağa hükmedilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı şirketler ve davalı ... ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı şirketler ve davalı ... ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı şirketler ve davalı ... ve davalı ... yararına BOZULMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 21/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.