2. Ceza Dairesi 2019/11936 E. , 2019/19155 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1-Sanık ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yokluğunda verilen ve 21/07/2015 tarihinde kendisine tebliğ edilen hükmü, 1412 sayılı CMUK"nın 310/1. maddesinde öngörülen 1 haftalık temyiz süresi geçtikten sonra, 22/09/2016 tarihinde temyiz eden sanığın, süresinde yapılmayan temyiz isteğinin, aynı Kanun"un 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE,
2-Sanık ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dosya kapsamından hırsızlık eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığının anlaşılması karşısında, teşebbüs aşamasında kalan suçlarda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığı halde, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış, TCK"nın 58. maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin her bir suç için ayrı ayrı uygulanması gerektiği gözetilmeden her iki suçtan hüküm kurulduktan sonra sanık hakkında 58. maddenin uygulanması karşısında anılan tekerrür hükümlerinin hırsızlık ve mala zarar verme suçları için ayrı ayrı uygulandığı kabul edilmiş, kurulan hükümlerde, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasındaki hak yoksunluklarının uygulanması hususunda bir karar verilmemiş ise de, anılan madde ve fıkrada belirtilen hak yoksunluklarının uygulanması hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olup TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi"nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüş, dosya kapsamına göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Dosya kapsamına göre, sanığın eyleminin, müştekinin arabasından diğer sanıklarla birlikte bir suç işleme kararının icrası kapsamında fikir ve eylem birliği içinde birlikte hırsızlık yapmaya yönelik olduğu, sanığın suç işleme düşüncesi olmayan diğer sanıkları ikna, telkin veya diğer suretle suç işlemeye karar vermelerini sağladığına yönelik bir delil bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi ve sanığın tekerrüre esas nitelikteki İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/12/2004 tarihli, 1996/271 E., 2004/472 K. sayılı ilamıyla 765 sayılı TCK"nın 497/2. maddesi uyarınca 12 yıl 6 ay ve yine aynı madde uyarınca 5 yıl 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırıldığı ve cezaların içtimaı ile sonuç cezanın 17 yıl 12 ay 20 gün hapis cezası olarak belirlendiği, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 108/1-c maddesinde, tekerrür halinde işlenen suçtan dolayı mahkum olunan süreli hapis cezasının dörtte üçünün infaz kurumunda iyi halli olarak çekilmesi durumunda, koşullu salıverilmeden yararlanılabileceği ve ancak aynı maddenin 2. fıkrasına göre, tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamayacağına dair hükümler içerdiği nazara alındığında, sanık hakkında tekerrüre esas alınan mahkumiyetindeki en ağır cezanın tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilmeden, içtimalı cezalardan hangisinin 5237 sayılı TCK"nın 58/6. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına esas alındığının kararda gösterilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı CMUK’nin 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılıkların aynı Kanun"un 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkında kurulan hükümlerde “TCK’nın 38/1. maddesi aracılığıyla” ibaresinin çıkarılmasına ve “sanığın adli sicil kaydına esas İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/12/2004 tarihli, 1996/271 E., 2004/472 K. sayılı kararındaki 12 yıl 6 aylık hapis cezasına ilişkin mahkumiyet kararının tekerrüre esas alınmasına” karar verilmek suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.