11. Ceza Dairesi 2016/3188 E. , 2018/2863 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
1)Toptan hububat alım satım faaliyeti ile iştigal eden sanığın, 01.01.2008-07.02.2008 tarihleri arasında, ticari faaliyette bulunmayan 4 ayrı şirkete sahte fatura düzenlediği iddiası ile açılan kamu davasında; sanığın savunmasında, çiftçilerden almış olduğu buğdayı, tellallar aracılığı ile sattığını, buğdayı almaya gelen tellalların söylemiş olduğu şirketler adına fatura düzenlediğini, bu şirketlerin gerçekte faaliyette olup olmadığını bilmediğini, tüm satışlarının gerçek olduğunu beyan etmesi, davanın dayanığını oluşturan 10.03.2008 tarih ve... sayılı Vergi Tekniği Raporunda, hububat satıcılarının büyük bir kısmının tellal adı verilen aracı kişilerle çalıştıklarının, satılan malın ve bedelinin aracılar tarafından ulaştırıldığının, satıcı ve alıcılar yüz yüze gelmedikleri için malın kime satıldığı veya malın kimden alındığının tam olarak bilinemediğinin, mal teslimi ve paranın tahsilinde muhatabın aracı kişi olduğunun, emtia satılırken, aracı kişinin belirttiği isim ya da ünvana fatura düzenlendiğinin, sanığın işyeri adresinde yapılan fiili sayımda 60.000 Kg. buğday olduğunun, sanığın 776 çiftçi adına müstahsil makbuzu düzenlediğinin, ancak müstahsil makbuzlarında ismi yer alan çiftçiler tarafından zirai ürün üretilip üretilmediği hususunun, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı yetkilileri tarafından yapılacak inceleme ve araştırma sonucu tespit edilebileceğinin belirtilmesi ve dosya içerisinde suça konu faturaların bulunmadığının anlaşılması karşısında; 213 sayılı VUK"nın 227/3 ve 230. maddelerinde öngörüldüğü üzere, sahte fatura düzenleme suçunun oluşabilmesi için, düzenlenen belgelerin 213 sayılı VUK"nın 230. maddesinde sayılan zorunlu unsurları taşıması gerektiği, aksi takdirde ilgili Kanunun 227/3. maddesine göre hiç düzenlenmemiş sayılacağı cihetle, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenebilmesi bakımından; suça konu fatura asılları ya da onaylı suretlerinin duruşmaya getirtilip incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı yetkilileri tarafından müstahsiller nezdinde herhangi bir inceleme yapılıp yapılmadığının, çiftçilerin sanığa mal satıp satmadıklarının, satmışlarsa satılan malın cinsi ve miktarının ne olduğunun, bu malın üretimine ve satışına ilişkin belge bulunup bulunmadığının, sanık hakkında sahte müstahsil makbuzu düzenleme ve çiftçiler hakkında da sahte müstahsil makbuzu kullanma eylemlerine ilişkin herhangi bir inceleme yapılıp yapılmadığı da araştırılarak, toplanan tüm delillere göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2)Kabule göre de;
a)Sahte fatura düzenleme suçu açısından, suç tarihinin düzenlenen en son fatura tarihi olan 07.02.2008 olacağı cihetle; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 4369 sayılı Yasa ile değişik 359/b-1. maddesinde onsekiz aydan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüş olup, aynı eylemin düzenlendiği 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359/b maddesinde ise üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası öngörüldüğü nazara alındığında, sahte fatura düzenleme suçunun cezasının alt sınırının 18 ay hapis olduğu ve temel cezanın alt sınırdan tayin edildiği belirtilmesine rağmen, 3 yıl hapis cezası olarak takdir edilmesi suretiyle fazla ceza tayini,
b)5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.04.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.