16. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/2321 Karar No: 2018/4319 Karar Tarihi: 26.06.2018
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/2321 Esas 2018/4319 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın tapu iptali ve tescil istemiyle dava açtı. Mahkeme davanın reddine karar verdi ancak yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli değildi. Bu nedenle mahallinde keşif yapılması ve yerel bilirkişi kuruluna danışılması gerektiğine karar verildi. Kararda herhangi bir kanun maddesi belirtilmemiştir.
16. Hukuk Dairesi 2016/2321 E. , 2018/4319 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu ... İli ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 101 ada 1 parsel sayılı 54.002,58 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ve ... adına 01.04.2009 tarihinde tespit edilmiş, ...’in payını 07.12.2010 tarihli tapu sicil müdürlüğünde düzenlenen satış senediyle ...’e satmasıyla taşınmaz ... adına tescil edilmiştir. Davacı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece dava konusu taşınmazın öncesinde davacının kayınbabası tarafından zilyet edildiği kabul edilse dahi sonrasında uzun yıllardan beri ne davacının kendisi tarafından ne de davacı için başkası tarafından zilyet edilmediği sabit olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli değildir. Yapılan keşifte davacı tanıkları mahalli bilirkişi olarak dinlenmiş ve tespit bilirkişilerden biri taşınmazın öncesinde davacının dedesi tarafından, diğeri ise kayınpederi ve amcası olan ... tarafından ekilip biçilerek kullanıldığını fakat 30-40 senedir taşınmazın kullanılmadığını belirtmiş ve yine mahalli bilirkişi olarak dinlenen davacı tanıkları taşınmazın öncesinde ...’a ait olduğu hususunda hem fikir olmakla ölümünden sonra taşınmazın davacının eşi, ... kızı ...’ya intikal ettiyse kimden kime intikal ettiği, ne kadar süredir kimin kullanımında olduğu; davacı taşınmazı ...’a ektiriyorsa ne zamandan beri, nasıl, ne şekilde ektirdiği, ekonomik amaca uygun zilyetlik olup olmadığı hususları hakkındaki araştırma hüküm vermeye yeterli değildir. Eksik incelemeye dayalı olarak karar verilemez. Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahallinde, yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ve teknik bilirkişi aracılığıyla yeniden keşif yapılarak, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazların öncesinde kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne şekilde kullanıldığı hususları getirtilecek komşu parsel tutanakları ile denetlenerek, tek tek ve olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı; bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı, fen bilirkişisine keşfi izlemeye elverişli denetime açık rapor düzenlettirilmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 26.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.