11. Hukuk Dairesi 2016/15082 E. , 2018/3733 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 22/12/2015 tarih ve 2015/342-2015/61 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin ... A.Ş Çalışanları Yardımlaşma Sandığı Vakfı üyesi olduğunu, vakıf ile davalı arasında yapılan sözleşme ile vakıf üyesi olan tüm çalışanların bireysel emeklilik ile ilgili hakları tüm hukuki sonuçları ile birlikte davalıya 14.06.2012 tarihinde devredildiğini, sözleşme gereğince vakfa üyelik tarihinin sigorta şirketinin emeklilik sistemine başlangıç tarihi olacağının kararlaştırıldığını, bir süre sonra müvekkilinin sistemden çıkmak istediğini, ancak davalının sistemde kalınan süre dikkate alınarak biriken paranın getirisi olan nemalar üzerinden %10 stopaj uygulaması gerekirken müvekkilinin hesabında biriken paranın tümü üzerinde %15 stopaj uygulayarak ödeme yaptığını, bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkilinin sigorta şirketi nezdinde kalan bakiye 3.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili tarafından yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğunu, davacıdan kesilen stopajın davacı adına müvekkili tarafından Büyük Mükellefler Vergi Dairesine ödenmiş olduğundan husumetin vergi dairesine yöneltilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; 6327 sayılı Kanunla 29/08/2012 tarihinden itibaren emeklilik ve sigorta şirketleri tarafından bireysel emeklilik ve şahıs sigorta poliçeleriyle ilgili yapılan ödemelerden sadece irat (nema/faiz/getiri) tutarları üzerinden kesinti yapılması uygulamasına geçildiği, aynı Kanunun geçici 1. maddesi gereğince 07/10/2001 ile 29/08/2012 tarihleri arasında sistemden çıkmış olanlar için kendilerinden yapılmış olan ve faiz kısmını aşan kısımların iade edilmesine karar verildiği, dolayısıyla davacının Büyük Mükellefler Vergi Dairesine yapacağı başvuru ile kendisinden kesilen fazla vergiyi iade alması imkanı var iken dava açmasında hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, bireysel emeklilik sigorta sözleşmesine istinaden yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkindir. Dava tarihi olan 06.02.2015 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, 3/1-l maddesinde ise, tüketici işleminin;
“mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Kanun"un 73/1 madde ve fıkrasında da, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu hüküm altına alınmıştır. Buna göre, mahkemece, tüketici konumundaki davacı tarafından açılan ve 6502 sayılı Kanun kapsamında olan sigorta sözleşmesinden kaynaklanan işlemlerin de tüketici işlemi ve anılan sözleşmelerle ilgili uyuşmazlıkların çözüm yerinin tüketici mahkemeleri olduğu nazara alınarak 6100 sayılı HMK’nın 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın esası hakkında karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın res"en BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 21/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.