12. Ceza Dairesi 2017/8520 E. , 2019/4759 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : Taksirle yaralama suçu açısından; TCK"nın 89/1, 89/2-b, 22/3, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu açısından; TCK"nın 179/2, 3, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle yaralama ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A-Taksirle yaralama suçunda kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
5237 sayılı TCK"nın 61/2. maddesine aykırı olarak, TCK"nın 22/3. maddesinin, aynı Kanunun 89/1. maddesi gereğince belirlenen temel cezadan sonra uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, sonuca etkili olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
TCK"nın 89/5. maddesine göre, bilinçli taksirle yaralama suçunun soruşturulmasının ve kovuşturulmasının, aynı Kanunun 89/1. maddesindeki yaralanma hali hariç olmak üzere, şikayete tabi olmadığı, ancak bu suçun şikayete tabi olsun veya olmasın bütün hallerinin CMK"nın 253/1. maddesi gereğince uzlaşmaya tabi olduğu, uzlaşma kapsamında olan suç hakkında soruşturma aşamasında, CMK’nın 253. maddesi gereğince sanık ve katılana uzlaşma teklifi yapılmadan dava açıldığı, kovuşturma aşamasında da, aynı Kanunun 254. maddesi uyarınca bu eksikliğinin giderilmediği anlaşılmakla, mahkemece CMK"nın uzlaşma başlıklı 253 ve 254. madde hükümleri uygulanmak suretiyle sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, uzlaşma işlemleri tamamlanmadan yargılamaya devamla, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA,
B-Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Olay tarihinde, sanığın 2,45 promil alkollü halde araç kullandığı sırada, direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde takla atıp sürüklendiği ve yolun sağında durakta beklemekte olan yolcu otobüsüne çarparak aracında yolcu olarak bulunan katılanın yaralanmasına sebebiyet verdiği olayda, trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonunda her iki suçtan sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de, TCK"nın "Trafik güvenliğini tehlikeye sokma" başlıklı 179/3. maddesinde alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise bir kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre; tehlikeli eylemin zarara yol açması ve her iki suçun birlikte işlenmesi halinde sanığın hangi suç nedeniyle cezalandırılacağı belirlenirken suçlar için Kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu ölçütünün esas alınması suretiyle, sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde sadece taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, ancak kovuşturma şartı olan şikayetin gerçekleşmemesi, şikayetten vazgeçilmesi veya uzlaşma nedeni ile taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın TCK"nın 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılması gerektiği, somut olayda sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırıldığı gözetildiğinde trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ""hüküm verilmesine yer olmadığına"" kararı verilmesi yerine bu suçtan da mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 09/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.