18. Ceza Dairesi 2019/8627 E. , 2019/15050 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Tehdit ve hakaret suçlarından sanık ..."un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-son, 125/2. maddesi yollaması ile 125/1 ve 43/1. (iki kez) maddeleri gereğince 4 ay hapis ve 1 ay 7 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair Karşıyaka 9. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 19/11/2018 tarihli ve 2018/136 esas, 2018/51 sayılı kararının Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/04/2019 gün ve 2019/38115 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre,
1- Hakaret suçundan dolayı sanık hakkında verilen mahkumiyet kararında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6/1, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141/3, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 34/1 ve 230/1-c maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması, gerekçede iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin açık olarak belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi ve delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği gözetilmeden, Anayasa ve 5271 sayılı Kanun"un amir hükümlerine aykırı şekilde gerekçesiz karar verilmesinde,
2- Kısmen kabul ve uygulamaya göre de, sanık hakkında tehdit ve hakaret suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik seçimlik cezalardan hapis cezalarının tercih edilmesine gerekçe olarak gösterilen İzmir 23. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 02/12/2016 tarihli ve 2016/665 esas, 2016/994 karar sayılı ilamının hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olup, bahse konu ilamın tekerrüre esas olmaması nedeniyle gösterilen gerekçenin yerinde olmadığı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
İsabet görülmemiştir. ” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Bir nolu isteme yönelik incelemede;
Öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı Kanun’un 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
Anayasa"nın 141/3. maddesinde belirtildiği üzere, mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli yazılması gerekmektedir.
5271 sayılı CMK’nın “Hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar” başlıklı 230. maddesinde; (1) Mahkûmiyet hükmünün gerekçesinde aşağıdaki hususlar gösterilir:
a) İddia ve savunmada ileri sürülen görüşler.
b) Delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi; bu kapsamda dosya içerisinde bulunan ve hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin ayrıca ve açıkça gösterilmesi.
c) Ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiili ve bunun nitelendirilmesi; bu hususta ileri sürülen istemleri de dikkate alarak, Türk Ceza Kanunu"nun 61. ve 62. maddelerinde belirlenen sıra ve esaslara göre cezanın belirlenmesi; yine aynı Kanun"un 53 ve devamı maddelerine göre, cezaya mahkûmiyet yerine veya cezanın yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbirinin belirlenmesi.
d) Cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adlî para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine ait dayanaklar.” hükmüne yer verildiği,
Aynı Kanun’un 289. maddesinin (g) fıkrasında da hükmün 230. madde gereğince gerekçeyi içermemesi, hukuka kesin aykırılık halleri arasında sayılmıştır.
İnceleme konusu somut olayda; hakaret suçuna ilişkin kurulan hükümde kararın dayandığı tüm verilerin, bu veriler konusunda mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ile mağdur anlatımına ilişkin değerlendirmelerin, hangi anlatımın ne gerekçeyle diğerine üstün tutulduğunun açık olarak hükmün gerekçesine yansıtılması ve mahkemece ulaşılan vicdani kanı sonucunda sanığın hangi fiillerinin suç sayıldığı açıklandıktan sonra kabul edilen bu fiillerin hukuki nitelendirilmesinin yapılması, cezada artırım ve indirim gerektiren nedenlerin Kanuni bağlamda tartışılması gerekirken, açıklanan bu hususlara uyulmayarak gerekçesiz hüküm kurulmuştur.
Bu çerçevede mahkemece yazılan kararın CMK’nın 230. maddesindeki unsurları içermemesi ve bu durumun aynı Kanun’un 289/1-g maddesine göre hukuka kesin aykırılık halini oluşturması karşısında, kanun yararına bozma isteminin kabulüne karar verilmiştir.
İki nolu isteme yönelik incelemede,
Sanık hakkında tehdit ve hakaret suçlarından hüküm kurulurken seçimlik cezalardan hapis cezası tercih edilmesine gerekçe olarak tekerrüre esas mahkumiyeti bulunduğu gösterilmiştir. Tekerrüre esas olduğu belirtilen İzmir 23. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 02/12/2016 tarihli ve 2016/665 esas, 2016/994 karar sayılı ilamının hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olması karşısında, her iki suçtan hapis cezasının tercih edilmesi gerekçesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Hakaret ve tehdit suçlarından sanık ... hakkında Karşıyaka 9. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 19/11/2018 tarihli ve 2018/136 esas, 2018/51 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- CMK"nın 4-b fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 22/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.