11. Ceza Dairesi 2016/2648 E. , 2018/2853 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
I- Sanık hakkında 2004 ve 2005 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçlarından kurulan hükümlere yönelik katılan vekili ve sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “2004 ve 2005 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek" suçlarının yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibarıyla tabi olduğu, 2004 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçu yönünden, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK"nın 102/4 ve 104/2., 2005 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçu yönünden suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 5237 sayılı TCK"nın 66/1 ve 67/4., maddelerinde öngörülen zamanaşımının, suç tarihlerinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, katılan vekili ve sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarıca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK"nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince DÜŞMESİNE,
II - Sanık hakkında 2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçlarından kurulan hükümlere yönelik katılan vekili ve sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a- Sahte fatura düzenleme suçunda, suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanununun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında, dosya içinde faturaların bulunmadığı görülmekle, suça konu takvim yıllarına ait kanaat oluşturacak sayıda fatura aslı ya da onaylı sureti temin edilip, zorunlu unsurları taşıyıp taşımadığı tespit edilerek dosya arasında bulundurulması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) Sahte fatura düzenleme suçunda her takvim yılının ayrı ve her takvim yılı için birden fazla sahte fatura düzenlenmesi halinde ise, TCK"nın 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerekeceğinin gözetilmemesi,
III - Sanık hakkında defter ve belge ibraz etmeme suçundan kurulan hükme yönelik katılan vekili ve sanığın temyiz itirazlarının incelenmesi bakımından;
05.10.2007 gün, 2007-1614 sayılı Vergi Suçu Raporuna atıfta bulunularak verilen dava şartı olan “mütalaa”nın sahte fatura düzenlemek suçuna ilişkin olduğu; iddianame ile mütalaa konusu yapılmayan “defter ve belge ibraz etmeme” suçundan kamu davası açıldığı cihetle; yargılama koşulu olan mütalaa bulunmadığından durma kararı verilip ilgili vergi dairesinden 213 Sayılı VUK"nın 367. maddesi uyarınca “defter ve belge ibraz etmeme" suçundan mütalaa verilip verilmeyeceğinin sorulup, verilmeyeceğinin anlaşılması durumunda davanın düşürülmesine karar verilmesi gerekeceği gözetilmeden “defter ve belge ibraz etmeme” suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması,
IV- Her iki suç bakımından, kabule göre;
a) Adli sicil kaydına göre tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında TCK"nın 58. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve erteleme hükümleri değerlendirilmeden, infazda tereddüte yol açacak şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin ihtarda bulunulması,
c) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.