Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/7737
Karar No: 2018/11507
Karar Tarihi: 26.06.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/7737 Esas 2018/11507 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/7737 E.  ,  2018/11507 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 26.06.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalılardan ... ve vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    -KARAR-
    Dava, hile ve muvazaa hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.
    Davacı, maliki olduğu ... ada ... parsel sayılı taşınmazını davalı ...’in hileli hareketleri neticesinde 07.09.2006 tarihinde diğer davalı ...’ye temlik ettiğini, bir bedel ödenmediğini, anılan davalıların akraba olup, birlikte hareket ettiklerini, bilahare çekişmeli taşınmaz üzerinde kat irtifakı kurularak ortaya çıkan bağımsız bölümlerin davalı ... ve diğer davalı çocuklarına temlik edildiğini, bu devirlerin de muvazaalı olduğunu ileri sürerek, çekişmeli bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini, mümkün olmazsa fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 127.000,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.
    Davalı ..., çekişmeli taşınmazı 127.000,00 TL bedelle satın aldığını, satış bedelini elden ödediğini, iddiaların asılsız olduğunu, öte yandan kanunda öngörülen süre geçtikten sonra dava açıldığını, diğer davalılar, davanın 1 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığını, satışların gerçek olduğunu, davacının 2007 yılında ’den kooperatif payı aldığını bildirip davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davanın 1 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığı, öte yandan hile iddiasının da kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Davacı ...’ın maliki olduğu ... ada ... parsel sayılı taşınmazın tamamını ( 635 m2’lik tarla ) 07.09.2006 tarih ve 18781 yevmiye no’lu akit ile davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiği, çekişmeli taşınmaz davalı ... adına kayıtlı iken üzerine bina inşa edilip kat irtifakı tesisi ile 6 adet bağımsız bölümün oluştuğu, anılan bağımsız bölümlerin de davalı ... tarafından diğer davalılara değişik tarihlerde satış yoluyla devredildiği, davacının hile ve muvazaa nedenlerine dayalı olarak eldeki davayı 02.06.2010 tarihinde açtığı kayden sabittir.
    Bilindiği üzere; hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
    Somut olaya gelince, her ne kadar mahkemece 6098 sayılı TBK’nun 39. maddesinde düzenlenen bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği kabul edilmiş ise de; davacının aynı olaylar ile ilgili ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/35495 Sor. No’lu dosyasında şikayet tarihinin 03.06.2009 olduğu, aynı gün ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesine açtığı 2009/196 E sayısına kayıtlı davanın dava dilekçesinde davalı ...’nin hileli hareketlerinden bahsettiği, o halde davacının hileyi 03.06.2009 tarihinde öğrendiği, davalılar tarafından davacının hileyi daha önce öğrendiği savunulmuş ise de, bu savunmanın kanıtlanamadığı, eldeki davanın 02.06.2010 tarihinde açıldığı ve 6100 sayılı HMK’nun 92/2. maddesi gözetildiğinde süresinde olduğu anlaşılmaktadır.
    Ayrıca, iddianın kanıtlanamadığı hususu da red gerekçesi yapılmış ise de; tarafların bildirdikleri deliller eksiksiz toplanmadan sonuca gidildiği tespit edilmiştir.
    Hal böyle olunca, davanın süresi içerisinde açıldığı gözetilerek tarafların bildirdikleri delillerin toplanması, dinlenmeyen tanıkların dinlenmesi, taşınmaz başında keşif yapılması, toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi