Davacı M.. D.. tarafından, davalı D.. K.. ve diğeri aleyhine 23/09/2013 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair verilen 26/09/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, bilirkişinin kusurundan kaynaklanan zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, H.. H..ye karşı açılmıştır. Ancak karar başlığında ihbar olunan olarak yer alması gereken D.. K.., davalı olarak gösterilmiş ve hüküm fıkrasında lehine vekâlet ücretine hükmedilmiştir. İhbar olunan davada taraf olmadığından, hakkında hüküm kurulması ve lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davacının davalı H.. H..ye yönelik temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.