Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/3211
Karar No: 2018/3727
Karar Tarihi: 21.05.2018

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/3211 Esas 2018/3727 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2017/3211 E.  ,  2018/3727 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 24/03/2016 tarih ve 2013/230-2016/303 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı banka ile ihbar olunan vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; müvekkilinin ortağı olduğu ...İnşaat Koll. Şti. lehine ... A.Ş. İzmit Şubesinden alınan 20.10.1998 tarihli 4.222,00 TL tutarındaki teminat mektubu için müvekkiline ait 10.000,00 USD tutarındaki hesabın teminat mektubunun kontrgarantisi olarak bloke edildiğini, teminat mektubunun bilahare iade edilmesi üzerine teminat mektubu verilen şirket tarafından 22.02.2007 tarihli yazı ile davalı bankanın uyarılarak bloke paranın iadesinin talep edildiğini, müvekkili tarafından gönderilen ihtarname ile de anılan paranın birikmiş faizi ile davalıdan istenmiş olmasına rağmen davalının ödemede bulunmadığını, davalının eyleminin keyfi ve hukuka aykırı bulunduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 USD’nin 20.10.1998 tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; davanın açıldığı tarih itibariyle davacının kefaletinin bulunduğu şirketlerin bankaya karşı çek taahhüt risklerinin bulunduğunu, dava açıldıktan sonra bu risklerin davacı tarafından kapatıldığını, bu nedenle hesap üzerindeki blokenin kaldırıldığını ve sonuçta davanın konusuz kaldığını, davaya konu paranın yatırıldığı tarih itibariyle banka bünyesinde faizli bir hesapta değerlendirildiğinden davacının faize ilişkin isteminin yerinde olmadığını, ayrıca blokeli para üzerinde davacıdan alacaklı bulunan üçüncü şahısların haczinin mevcut olduğunu savunmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; bloke konulmasına sebep olan teminat mektubunun 22.02.2007 tarihinde davalıya teslim edildiği, buna rağmen davacının hesabındaki blokenin kaldırılmadığı, davalı tarafından blokenin kaldırılmamasının hangi haklı sebebe dayandığının usulüne uygun delillerle kanıtlanamadığı, davalının davanın blokenin kaldırılması nedeni ile konusuz kaldığını iddia etmiş ise de blokenin kaldırılmasına rağmen davacı alacağının ödenmediği, davacıya dava tarihinden sonra gönderilen yazıda da sadece hesaptaki teminat blokesinin çözümünün yapıldığının bildirildiği, davacının hesabı üzerine konan haczin de

    15.07.2010 tarihinde kalktığı ve hesabın serbest kaldığı, davacının talep edilenden daha fazla miktarda davalı bankadan alacağı olduğu, ancak taleple bağlı kalınarak davacının talep ettiği alacak kadar davalı aleyhine dava açmakta haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile; 10.000,00 USD’nin, 15/07/2010 tarihinden itibaren devlet bankalarınca USD para birimine ait 1 yıllık vadeli mevduata uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili ve davalı banka ile ihbar olunan vekili temyiz etmiştir.
    1- Bir davada kararı temyiz etme hakkı, yalnız taraflara veya hüküm ile kendisine mükellefiyet yüklenen veya bir hakkı ihlal edilen kimseye veyahut kanunun açıkça belirttiği mercilere aittir. Temyiz isteminde bulunan TMSF talebe konu davada ihbar olunan konumundadır. İhbar eden tarafın temsilcisi olarak da davaya katılmamıştır. Karar başlığında davalı olarak gösterilmemiş, aleyhine de hüküm kurulmamıştır. O halde, ihbar olunan TMSF vekilinin kararı temyiz etmede hukuki yararı bulunmadığından temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ...Bank A.Ş. vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    3- Dava, teminat mektubunun kontgarantisi olarak bloke edilen hesaptaki paranın birikmiş faiziyle birlikte tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece, bozma ilamına uyulmasına rağmen bozmanın gereği yerine getirilmeden yazılı şekilde karar verilmiştir. Davacı vekili, hesabın bloke edilmesi karşılığı verilen teminat mektubunun iade edildiğini, 22.02.2007 tarihi itibariyle hesaptaki blokenin kaldırılması gerektiğini ileri sürmüş, davalı vekili, ise teminat mektubunun iade edilmesine rağmen davacının hesabı üzerinde haciz şerhleri olduğunu, ayrıca davacının dava dışı şirketlere kefaleti nedeniyle çek taahhüt risklerinin bulunduğunu, bu nedenle dava konusu hesaptaki blokenin kaldırılmadığını savunmuştur. Oysa, dosya kapsamından, davacıya ait hesabın bloke edilmesi karşılığı davalı banka tarafından verilen teminat mektubunun 22.02.2007 tarihinde davalı bankaya iade edildiği, söz konusu hesaba haciz ihbarnamesi gereğince haciz şerhinin 23.06.2008 tarihinde konulduğu, bu iki tarih arasında davacı tarafından üç kez blokenin kaldırılması için ihtarname gönderilmesine rağmen hiçbir haklı sebep gösterilmeden davacının talebinin reddedildiği, ayrıca 22.02.2007 tarihi itibariyle davacının çek taahhüt riskinin bulunduğu yönündeki davalı savunmasının ise ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, davacının dava konusu hesabı üzerindeki blokenin kaldırılma şartlarının teminat mektubunun iade edildiği 22.02.2007 tarihi itibariyle oluştuğu ve bu tarihte davalı bankanın temerrüde düştüğünün kabulü gerekmektedir.
    Ayrıca, dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporunda, davacının dava konusu hesabının vadeli döviz tevdiat hesabı olduğu, davacının blokeli hesabındaki 10.000,00 USD’ye tutulduğu süre içerisinde 30-32 gün aralıklarında değişen oranlarda vadeli mevduat faizi uygulandığı, uygulanan faizin dönemsel olarak hesabın türü ile uyumlu olduğu, 21.07.2003 tarihine kadar işlemiş faizin davacı tarafından çekildiği, 22.02.2007 tarihi itibariyle davacı hesabındaki paraya işlemiş faizin 823,20 USD olduğu tespit edilmiş, tespit edilen bu miktara taraflarca itiraz edilmemiştir. Başka deyişle, davacının hesabında, temerrüt tarihi olan 22.02.2007 tarihinde 10.823,20 USD olduğu tarafların kabulündedir. Bu durumda, mahkemece, davacının 10.000,00 USD’yi bloke konulma tarihinden itibaren birikmiş faiziyle birlikte talep ettiği, 22.02.2007 tarihi itibariyle hesaba konulan blokenin kaldırılmamasını gerektiren bir sebep olduğunun davalı tarafından ispatlanamadığı, bu nedenle davalının temerrüt tarihinin 22.02.2007 olduğu, davalı tarafından davacının hesabındaki paraya döviz mevduat faizi işletildiği ve temerrüt tarihi itibariyle davacının hesabında 10.823,20 USD olduğu hususları gözetilerek 10.000,00 USD’nin 21.07.2003 tarihinden 22.02.2007 tarihine kadar tarafların kabulünde olan işlemiş döviz mevduat faiziyle (823,20 USD) ve temerrüt tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanun’un 4/A maddesi uyarınca devlet bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK 438/7. maddesi uyarınca hükmün, aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, İhbar olunan TMSF vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ...Bank A.Ş. vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının birinci bendinde yer alan “15/07/2010 tarihinden itibaren devlet bankalarınca USD para birimine ait 1 yıllık vadeli mevduata uygulanan en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ibaresinin çıkarılması ile yerine “21.07.2003 tarihinden 22.02.2007 tarihine kadar işlemiş döviz mevduat faiziyle (823,20 USD) ve 22.02.2007 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanun’un 4/A maddesi uyarınca devlet bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ibaresinin eklenmesine, kararın davacı yararına bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı ...Bank A.Ş."ye iadesine, 21/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi