Vergi Usul Kanununa Muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/2754 Esas 2018/2841 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/2754
Karar No: 2018/2841
Karar Tarihi: 29.03.2018

Vergi Usul Kanununa Muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/2754 Esas 2018/2841 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, 2008 ve 2009 takvim yıllarında vergi usul kanununa muhalefet suçunu işlediği iddiasıyla yargılanmıştır. Sanık suçlamayı kabul etmemiş ve faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Ancak eksik araştırma ve inceleme sonucunda sanığa hüküm verilmiştir. Bu nedenle, hüküm bozulmuş ve yeniden değerlendirilerek sanığın temyiz itirazları kabul edilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- Vergi Usul Kanunu'nun 227. maddesi, faturaların zorunlu bilgileri taşıması gerektiği hakkında düzenleme yapmaktadır.
- Vergi Usul Kanunu'nun 230. maddesi, fatura şekil şartlarını belirlemektedir.
- TCK'nın 62. maddesi, ceza indirimi hakkında düzenleme yapmaktadır.
- TCK'nın 53. maddesi, koşullu salıverilme hakkında düzenleme yapmaktadır. Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı sonrasında yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.
- CMUK'un 321. maddesi, hükümlerin bozulmasını düzenlemektedir.
11. Ceza Dairesi         2016/2754 E.  ,  2018/2841 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1-Sanık hakkında 2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçundan açılan kamu davasında; sanığın atılı suçlamayı kabul etmediğine dair savunması, ayrıca sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından, hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, her takvim yılına ait suça konu fatura asılları ya da onaylı örneklerinden kanaat oluşturacak sayıda temin edilip dosya arasına konulması incelenerek, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi; faturaları kullanan şirketler hakkında inceleme yapılıp yapılmadığı araştırılıp, yapılmış ise düzenlenen vergi inceleme ve sair raporların onaylı suretlerinin getirtilerek incelenmesi, kamu davası açılıp açılmadığının sorulması, açıldığının tespiti halinde dava dosyalarının intikalinin sağlanarak ayrıntılı özetinin tutanağa geçirilmesi, bu davayı ilgilendiren bilgi ve belgelerin onaylı örneklerinin alınarak dosyaya konulması; gerektiğinde faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişiler tanık olarak dinlenerek, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak aldıklarının ve sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması; faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden, mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler araştırılarak getirtilip dosya arasına konulması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
    2-Kabule göre de ;
    a)Sanık hakkında sahte fatura düzenlemek suçundan 2008 ve 2009 yılları için hüküm kurulurken 5237 sayılı VUK 359/b ve 43. maddeleri uyarınca tayin olunan 3 yıl 9 ay hapis cezasından TCK"nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılırken 3 yıl 1 ay 15 gün yerine, hesap hatası yapılarak 2 yıl 13 ay 15 gün hapis cezasına hükmolunmak suretiyle eksik ceza tayini,
    b)5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 29.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.