12. Ceza Dairesi 2018/8613 E. , 2019/4739 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Hakimliği
Taksirle yaralama suçu ile ilgili yapılan soruşturma sonucunda Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 10.09.2018 gün ve 2018/11986 soruşturma, 2018/6739 karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin Balıkesir 2. Sulh Ceza Hakimliği"nin 24.10.2018 gün ve 2018/2960 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, somut dosya kapsamına göre 28/06/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasına ilişkin düzenlenen kaza tespit tutanağında meydana gelen kazada şüphelinin kusurunun bulunmadığının belirtildiği, Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı"nca, söz konusu kaza tespit tutanağına istinaden şüphelinin kusurunun bulunmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmişse de Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 05/09/2013 tarihli ve 2012/19402, esas, 2013/19286 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere taksirle işlenen suçlardan dolayı kusurluluk değerlendirmesi ancak mahkeme hâkimi tarafından yapılabileceği, kusurun belirlenmesi normatif bir değerlendirmeyle mümkün olmakla birlikte, konunun teknik bilgiyi gerektirmesi, hâkimin hukuk bilgisiyle sorunu çözemeyeceği durumlarda bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğinde dahi, bilirkişinin inceleme yetkisi kusurlulukla ilgili olmayıp, işin tekniği ve norma aykırı davranışın belirlenmesi ile sınırlı olacağı, bilirkişi raporlarının mahkemeyi bağlayıcı değil, delilleri değerlendirme vasıtalarından biri olduğu, mahkemelerin gerekçelerini açıklamak suretiyle bilirkişi raporlarına itibar edip etmeme hususunda takdir ve değerlendirme hakkını haiz bulunduğu, bilirkişi tarafından münhasıran hâkimin yetkisinde bulunan kusurluluk konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmaması gerekmekle birlikte, bu yöndeki bir değerlendirmenin de hâkimi bağlayıcı bir yönünün bulunmadığı, bu itibarla meydana gelen olay nedeniyle öncelikle müştekinin ifadesinin alınması ile mahallinde keşif yapılarak bilirkişi raporu aldırılması ve soruşturmanın buna göre sonuçlandırılması gerektiği gözetilmeden, yapılan eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği belirtilerek,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi gereğince Balıkesir 2. Sulh Ceza Hakimliği"nin 24/10/2018 tarihli ve 2018/2960 değişik iş sayılı kararının bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 13.12.2018 gün ve 94660652-105-10-16079-2018-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay günü ..."ın sevk ve idaresindeki araçla, yerleşim yeri içindeki, iki şeritli 7 m genişliğe sahip düz eğimsiz dört yönlü kavşak olan asfalt yolda seyir halindeyken, kavşağa geldiğinde gidiş istikametine göre sol taraftan gelen sürücü Rıdvan Kula idaresindeki motosikletle aracının ön kısmı ile motosikletin sağ yan kısımlarına çarpması sonucu alınan geçici rapora göre Rıdvan Kula hayati tehlike geçirir şekilde yaralandığı, kazaya ilişkin tanzim edilen kaza tespit tutanağında Rıdvan Kula"nın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 57/1-c bendesinde belirtilen kavşak kollarının trafik yoğunluğu bakımından farklı oldukları işaretlerle belirlenmemiş ise motorlu araçlardan soldaki aracın sağdan gelen araca geçiş hakkının vermemesi nedeniyle kusurlu olduğunun ve ..."ın kusurunun olmadığının belirtildiği olayda; müştekinin olaya ilişkin ifadesinin alınmadığı, maddi olayın ve kusur durumunun şüpheye yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi için keşif yapılarak bilirkişi raporu aldırılması ve delillerin etraflıca araştırılıp ortaya çıkacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmediği anlaşılmakla,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 173. maddesinin 3. fıkrası hükmü gereğince, şüpheli ... hakkında taksirle yaralama suçundan eksik incelemeye dayalı olarak verilen Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığının 10.09.2018 gün ve 2018/11986 soruşturma, 2018/6739 karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına karşı yapılan itirazın belirtilen şekilde inceleme yapılmasından sonra sonuçlandırılması yerine doğrudan reddine ilişkin mercii Balıkesir 2. Sulh Ceza Hakimliği"nin 24.10.2018 gün ve 2018/2960 değişik iş sayılı kararında isabet görülmemiş olup,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığının 10.09.2018 gün ve 2018/11986 soruşturma, 2018/6739 karar sayılıkovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Balıkesir 2. Sulh Ceza Hakimliği"nin 24.10.2018 gün ve 2018/2960 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde Sulh Ceza Hâkimliğince yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.