1. Hukuk Dairesi 2015/13185 E. , 2018/11492 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar asıl ve birleştirilen davada davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil, olmazsa tenkis ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Asıl ve birleştirilen davada davacı, mirasbırakan ...’ün maliki olduğu ... ada ... parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 8 nolu bağımsız bölümü ölünceye kadar bakma akdi ile gelini olan davalı ...’e, aynı parsel üzerindeki 5 nolu bağımsız bölümü davalı ...’e ölünceye kadar bakma akdi ile devrettiğini, yapılan temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescile, olmazsa tenkise, ayrıca mirasbırakanın ölüm tarihinden dava tarihine kadar olan dönem için 10.000,00 TL ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada davalı ..., temlikin ölünceye kadar bakma ile mirasbırakanın rızasına uygun olarak yapıldığını, akitten doğan yükümlülükleri yerine getirdiğini, muvazaanın söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları tarafından dava takip edilmiştir.
Birleştirilen davada davalı ..., muvazaanın olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, muvazaa olgusunun ispatlandığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davada tapu iptali ve tescil taleplerinin kabulü ile 10.000,00 TL ecrimisile hükmedilmiştir.
Getirtilen kayıt ve belgelerden ... ada ... parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 8 nolu bağımız bölüm mirasbırakan adına kayıtlı iken 19.07.1999 tarihinde gelini olan davalı ...’e, yine maliki olduğu aynı parsel üzerindeki 5 nolu bağımsız bölümü diğer davalı ...’e 17.01.1995 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ettiği, mirasbırakanın; ... ve ... adında iki mirasçısının bulunduğu, 2004 yılında davalıların müşterek çocukları olan ...’yi ise evlat edindiği, böylelikle adına kayıtlı tüm taşınmazları davalılara temlik ederek elinden çıkardığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir (818 s. Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)).
Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden 22 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 5 nolu bağımsız bölümün mirasbırakan tarafından eşinin ölümü üzerine birlikte oturmaya başladığı oğlu ..."a 1995 yılında temlik edilmesindeki asıl amacın mirasbırakanın kendisine bakılmasını temin olduğu mal kaçırma kastıyla hareket etmediği anlaşıldığından 5 nolu bağımsız bölüm yönünden tapu iptal ve ecrimisil isteminin kabul edilmesi isabetli olmamıştır. Davalılar vekilinin 5 nolu bağımsız bölüm yönünden temyiz itirazları yerindedir.
Davalı vekilinin 8 nolu bağımsız bağımsız bölüme ilişkin temyiz itirazına gelince; mirasbırakan tarafından 5 nolu bağımsız bölümün 1995 yılında oğlu ..."a temlik edilmesinin üzerinden 4 yıl geçtikten sonra aynı parsel üzerindeki 8 nolu bağımsız bölümü diğer davalı gelini Ayten"e temlik etmesi, ayrıca davalıların müşterek çocukları ..."yi de ölümünden yaklaşık bir ay önce evlat edinerek nufusuna kayıt ettirmesi ve başkaca mal varlığı bulunmadığı husuları birlikte değerlendirildiğinde, miras bırakanın ikinci kez yaptığı temlikte gerçek irade ve amacının diğer mirasçılardan mal kaaçırmak olduğu saptandığından davalı vekilinin temyiz itirazı yerinde değildir. Reddine.
Hâl böyle olunca, asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Kabule göre de; asıl davada davacının miras payı oranında belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, talep edilen miktardan fazla ecrimisile hükmedilmesi de doğru değildir.
Davalıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.