23. Hukuk Dairesi 2016/3595 E. , 2016/3434 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Vek. Av. ...
DAVALILAR : 1-... 2-... Vekilleri Av. ...
3-... 4-... 5-... Vekilleri
Av. ... 6-...
7-... 8-... Mirasçıları a-... b-...
9-... Mirasçıları a-... b-... c-...
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalılardan ..., ..., ..., ..."ın 1990 yılı ve daha öncesi ile 14.02.1999 tarihleri arasında, ..."nin 02.06.1990 ve daha öncesi ile 28.05.1998 tarihleri arasında, ..."nın 28.05.1998 ile 14.02.1999 tarihleri arasında yönetim kurulu üyesi olarak, ... ve ..."ün 02.06.1990 ve daha öncesi ile 14.02.1999 tarihleri arasında, ..."un ise 02.03.1992 ile 14.02.1999 tarihleri arasında denetim kurulu üyesi olarak kooperatifte görev yaptıklarını, 09.05.1999 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında, davalıların, yönetim ve denetim kurulu üyeleri olarak görev yaptıkları 1998 ve öncesi yıllara ait kooperatif hesaplarının incelenmesine karar verildiğini, bu amaçla bir hesap tetkik komisyonu kurulduğunu, bu komisyonun yaptığı inceleme sonunda, 02.07.1999 tarihli raporun düzenlendiğini, komisyon tarafından davalılardan yönetim kurulu başkanı ve üyesi sıfatı ile görev yapmış olan ..., ..., ..., ..., ... ve ..."nin görev yaptıkları 1991, 1992, 1995 ve 1996 yıllarında kooperatif adına kesilen bir kısım faturaların gerçek mal alımına ilişkin olmadığının, bu malların müvekkil kooperatif deposuna girmediğinin, karşılıksız ödemelerin 1991 ve 1996 yılları arasında yapıldığının, bu ödemelerin 27.190.00 TL olduğunun tespit edildiğini, komisyon tarafından düzenlenen bu raporun, 08.08.1999 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında görüşüldüğünü, genel kurulda, raporda belirtilen hususlar aynen benimsenerek sorumlular hakkında ceza davaları ile tazminat ve alacak davalarının açılmasına karar verildiğini ileri sürerek, 27.190.00 TL"lik kooperatif zararının tespiti ile bu miktarın dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ... ve ... vekili, davacıların dava ehliyeti olmadığını, bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, müvekkillerinin, 1998 yılı öncesine ait dönemdeki çalışmalarına ilişkin genel kurulda ibra edildiklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalılar ..., ... ve ... vekili, davacıların dava ehliyeti olmadığını, bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, müvekkillerinden ..."nın 20.05.1999 tarihinden sonra yönetimde yer .../...
S.2
aldığını, müvekkillerinin 1998 yılı ve öncesine ait dönemdeki çalışmalarına ilişkin genel kurulda ibra edildiklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar davacıya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davanın, kooperatif yönetim ve denetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna dayalı tazminat davası olduğu, davalıların değişik tarihlerde davacı kooperatifin yönetim ve denetim kurullarında, başkan ve üye olarak görev yaptıkları, uyuşmazlığın, davalıların, kooperatifin yönetim ve denetim kurullarında görev yaptıkları dönemlerde, davacı kooperatifin zararına sebebiyet verip vermedikleri, varsa zararın kapsam ve miktarının belirlenmesine ilişkin olduğu, Kooperatifler Kanunu"nun 98. maddesi yollamasıyla, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nın 341. maddesi uyarınca, kooperatif yöneticileri hakkında tazminat (hukuki sorumluluk) davası açılabilmesi için, kooperatif genel kurulunda, dava açılması yönünde karar alınması ve davanın denetçiler tarafından açılmış olması gerektiği, somut olayda davacı kooperatif denetim kurulu üyelerince davanın açıldığı ve bu konuda usulü bir eksiklik olmadığı, her ne kadar, 1991, 1992, 1995 ve 1996 yıllarında kooperatife kesilen bir kısım faturaların gerçek mal alımına ilişkin olmadığı, malların kooperatifin deposuna girmediği, bu nedenle 27.190,00 TL"nin davalılardan tahsili talep edilmiş ise de, davacı kooperatifin karar defterinde yapılan ödemeler hakkında bir karar bulunmadığı, faturalara ilişkin ödemelerden yönetim kurulunun haberinin olmadığı, bu ödemelere ilişkin herhangi bir onayı ve kararı bulunmadığı, yapılan bu ödemelerden, yönetim kurulu kararı olmaksızın ödemeyi yapanların sorumlu olduğu, yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerin zincirleme sorumluluklarının bulunmadığı, ayrıca, davalılar ... ve ... hakkında .... Mahkemesi"nin 08.03.2011 tarih ve .... sayılı kesinleşen ilamı ile zimmet suçundan mahkumiyet hükmü kurulduğu, her ne kadar anılan davalılar hakkında mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de, ceza mahkumiyetindeki ve iddianamedeki olayların bu davaya konu eylemleri kapsamadığı, ceza davasına konu eylemlerin, dava dışı ....na yapılan fazla ödemeler olduğu, dava dışı .... yapılan 6.517,84 TL"lik ödemeye ilişkin .... Mahkemesi"nin .... sayılı dosyası ile dava açıldığı, dava dışı .... yapılan 30.672,27 TL"lik ödeme için ise, yine aynı mahkemenin .... sayılı dosyası ile dava açıldığı, buna göre, davalıların hukuki sorumluluğunu gerektiren bir durumun ispat ve tespit edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Dava, kooperatifin önceki yönetim ve denetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna dayalı tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, dava konusu 6 adet fatura ve 2 adet iş avansı ödemesi ile ilgili olarak yönetim kurulunun haberi ve onayının bulunmadığı, yapılan bu ödemelerden yönetim kurulu kararı olmaksızın ödemeyi yapanların sorumlu olduğu kabul edilmiş olup, hüküm davalılarca gerekçe yönünden temyiz edilmemiştir. Buna göre, dava konusu edilen faturalar ve avans ödemelerinin gerçek mal ve hizmet alımına ilişkin olmadığı, ancak ödemelerin kooperatif tarafından yapılmış olduğu hususu kesinleşmiştir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 59/3. maddesinde; "Yönetime veya temsile yetkili şahısların kooperatife ait görevlerini yürütmeleri esnasında meydana getirdikleri haksız fiillerden doğan zararlardan kooperatif sorumludur" hükmüne yer verilmiş, 62/1. maddesinde ise yönetim kurulu üyelerinin görevleri belirtilmiş, yönetim kurulunun, kooperatif amaçlarının gerçekleşmesi ve ortakların çıkarlarının korunması ile ilgili olarak .../...
S.3
yasalara, anasözleşme hükümlerine ve genel kurul kararlarına göre işleri titizlikle yürütecekleri ve kooperatifin başarısı ve gelişmesi yolunda gereken çabayı göstermekle görevli oldukları açıklanmıştır. 62/3. maddesinde ise; "Yönetim Kurulu üyeleri ve kooperatif memurları, kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludurlar" hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanun"un 98. maddesi yollaması ile dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TTK"nın 336. maddesi uyarınca, genel olarak yönetim kurulu üyeleri kooperatif adına yapmış oldukları sözleşme ve işlerden dolayı şahsen sorumlu değildir. Aynı maddede beş bent halinde sayılan durumlar, bu genel ilkenin istisnaları olarak gösterilmiştir. Anılan istisnalardan olan 5. bent ""idare meclisi azaları şirket namına gerek kanunun gerek esas mukavelelerinin kendilerine yüklediği sair vazifelerin kasden ve ihmal neticesi olarak yapılmamasından gerek şirkete, gerek münferit pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına karşı müteselsilen mesuldürler"" hükmünü içermektedir. 818 sayılı BK’nın 41, 50 ve 51. madde hükümleri ile yukarıda anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde, yöneticilerin ve temsile yetkili şahısların zarar doğuran eyleminden dolayı, yöneticiler ve kooperatif müteselsilen sorumludurlar. Bu nedenle, ortaklığın, yöneticilere karşı sorumluluk davası açmasının yanı sıra ortakların, kooperatife karşı maddi ve manevi tazminat davası açma hakları bulunmaktadır.
TTK"nın 359. maddesinde, ""denetçiler, kanun veya esas mukavele ile kendilerine yüklenen vazifelerini hiç veya gereği gibi yapmamalarından doğan zararlardan dolayı kusursuz olduklarını ispat etmedikçe müteselsilen mesuldürler. Bu sorumluluk hakkında aynı Yasa"nın 309. ve 341. maddeler hükümleri tatbik olunur."" hükmüne yer verilmiştir. TTK"nın 340. maddesinde, 309. maddeye yapılan göndermenin sadece sorumluluk halleri ile sınırlı olduğunun ve 309. maddedeki ""hükmonulacak tazminat şirkete verilir"" hükmünün 336. maddedeki doğrudan doğruya zarar hallerine uygulanmayacağının kabulü gerekmektedir. Sorumluluğun söz konusu olabilmesi için de öncelikle bir zararın doğması şarttır. Zarar meydana gelmiş ise, yöneticiler veya denetçilerin kusursuzluğunu ispat etmesi gerekir. Kusursuzluğun ispatı da genel hükümlere tabidir. Kural olarak yönetim ve denetim kurulu üyeleri kooperatif adına yaptıkları işlemlerden dolayı kişisel olarak sorumlu tutulamazlar ise de, anılan 336. ve 359. maddedeki hallerde kooperatife, kooperatif ortaklarına ve kooperatif alacaklılarına karşı kusursuz olduklarını ispat etmedikçe müteselsilen sorumlu olurlar.
Bu durumda mahkemece, herhangi bir mal ve hizmet alımı olmaksızın ödeme tarihlerinde görevli olan yönetici ve denetçilerin kusursuz oldukları yönünde herhangi bir delil ve belge bulunmadığı gözetilerek, her bir ödeme tarihi itibariyle sorumlu olan yönetici ve denetçilerin ve her bir davalının sorumlu olduğu miktar ile ilgili rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.