17. Hukuk Dairesi 2015/5455 E. , 2018/688 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 6.2.2018 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ... ve davalı ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri ile davalı ... dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili bankanın kredi borçlusu ...Dış Tic.Ltd.Şti."ne dava dışı ... ve davalı ..."in müşterek borçlu ve müteselsil kefaletleri ile krediler kullandırıldığı kredilerin geri ödenmediği ve hesapların kat edildiği, ... 8.Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/398 D. İş sayılı dosyasından borçlular aleyhine ihtiyati haciz kararı alındığı ve ... 17.İcra Müdürlüğü"nün 2012/14587 sayılı dosyasından yasal takibe geçildiği, borçlu ..."in ... 6.Aile Mahkemesi"nin 2010/756 2010/694 karar sayılı 14/09/2010 tarihli boşanma kararı ve bu karar ekinde tasdik olunan boşanma protokolü gereğince ... mah.1233 ada 47 parselde kayıtlı 3.kat 21 nolu dairenin 14/10/2010 tarihinde bedelsiz olarak ..."a ... ili ... ilçesi ... köyü 235 ada 4 parsel C Blok 9.kat 14 nolu bağımsız bölümün 201/12/2010 tarihinde bedelsiz olarak ..."a, onun da taşınmazı devraldıktan bir gün sonra 21/10/2010 tarihinde 4.kişi ..."na devredildiği,boşanma kararının temyizden feragat etmesi nedeni ile 17/09/2010 tarihinde kesinleştiği borçlunun adına kayıtlı taşınmazları boşanma sonucu alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile devrettiği eşler arasındaki tasarrufların İİY."nin 278.maddesi gereğince bağışlama niteliğinde ve batıl olduğu, dava konusu tasarrufun iptaline karar verilmesi gerektiği, borçlu ile işlemde bulunan davalı 3.kişinin davalı borçlunun aciz içinde olduğunun bilebilecek ya da bilmesi gereken kişilerden olduğu, davalı ..."nın taşınmazların ilk tescil tarihinden çok kısa bir süre öncesine kadar ..."le resmi nikahlı eş olduğu buna göre ..."in maddi durumunu bildiğinin kabulü gerektiği, ... ilçesi ... mah.1233 ada 47 parselde kayıtlı 3 kat 21 nolu daire yönünden İİY.281/2.madddesi uyarınca teminat aranmaksızın ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettikleri, ... ilçesi ... köyü 235 ada 4 parsel C blok 9.kat 14 nolu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmaz yönünden İİY."nin 281/2.maddesi uyarınca devir tarihindeki devir bedeli olan 21.000,00 TL üzerinden davalı ..."ın taşınır ve taşınmaz mallarının 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczinin talep olunduğundan bahisle, taşınmazın elden çıkarıldığı tarihteki gerçek değerinin bilirkişiye hesaplattırılarak bulunacak miktarın müvekkili bankanın alacak ve ferilerini geçmeyecek şekilde davalılardan tazminine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; tasarruf tarihinden haciz tarihine kadar iki yıllık dava açma süresinin geçtiğini, dosyaya sunulan haciz zabıtlarının tarihlerine bakıldığında dava açılması gereken iki yıllık sürenin geçirildiğinin açıkça anlaşıldığı, bu nedenle süresinde açılmayan davanın esasa girilmeksizin reddine karar verilmesini, davanın açılabilmesi için müvekkilden var olduğunu iddia ettiği alacağı tahsil edememiş olması gerektiğini davalı banka var olduğunu iddia ettiği alacak için verilmiş ipotekler bulunmasına rağmen banka ipoteği paraya çevirme yolu ile takip yapılmaksızın huzurdaki davayı açtığını, davacının müvekkil ile eşi arasındaki boşanma davasının anlaşmalı olarak tabir edilen şekilde görülmesi huzurdaki davada dava konusu yapılan tasarrufun iptali için yeterli sebep olmadığını, iptal davasının dinlenebilmesi için gerekli olan şartlardan biri borçlunun mal kaçırma kastının bulunması olduğunu, huzurdaki davanın yargılamaya muhtaç olması davacı banka için alacağının ipotekle teminat altına alınmış olmasına rağmen ipoteği paraya çevirme yolu ile takip yapmaması göz önünde bulundurulmak sureti ile verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasının gerektiğinden bahisle davanın reddini istemişlerdir.Davalı ... cevap dilekçesi ile davalı eski eşi ile 14/09/2010 tarihinde boşanmış olduğunu, boşanma tarihinin üzerinden 3,5 yıl geçtikten sonra davanın açılmasının haksız ve kötü niyetli olup, hakkın kötüye kullanılması niteliği taşıdığını, tasarruf tarihinden itibaren iki yıllık süre geçmiş olması nedeniyle davanın hak düşümü yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davalı eski eşi ile eşinin kefili bulunduğu ... şirketinin davacı bankaya verdiği ipotek ile davacı bankanın alacağı teminat altına alındığını, iptal davasının dinlenebilmesi için gerekli olan şartlardan biri borçlunun mal kaçırma kastının bulunması olduğundan bahisle davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; banka ile dava dışı borçlu şirket arasındaki uyuşmazlığın 20/03/2012 tarihi itibariyle borcun ödenmemesi ile ortaya çıktığı, dava konusu taşınmazların anlaşma protokolü babında davalı ..."a devredildiği tarih itibariyle davacı ... borçlu şirket ile kefilleri arasında herhangi bir uyuşmazlığın bulunmadığı bu durumda dosyada dinlenen davalı tanıklarının yeminli anlatımları ile boşanma dosyasına yansıtılmayan aldatma olayına değer vermek gerektiği ve boşanmanın muvazaalı olduğu iddiasının kabul edilemeyeceği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.Bu tür davaların dinlenebilmesi için,davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal
şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
İİK."nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.İİK.’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.Somut olayda, mahkemece davacı banka ile davalı borçlu arasındaki sözleşmenin tarihinin boşanma tarihinden sonra olmasına ve ödenmeyen taksitlerin tarihi itibari ile borcun muaccel olduğu tarih itibari ile boşanma protokolü gereği verildiği anlaşılan taşınmazlara ilişkin tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
Dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, davacının alacağının 24.04.2010 tarihli kredi genel sözleşmesinden doğduğu, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleştiği, 19.02.2013 tarihli haciz tutanağının İİK"nun 105.maddesi anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu, iptali istenen 14.10.2010 ve 20.12.2010 tarihli tasarrufların takip konusu borçtan sonra yapıldığı, alacağın gerçek olduğu ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.Davalı borçlu ile davalı 3. kişinin borcun dayanağı olan kredi genel sözleşmesinin imzalandığı tarih itibari ile karı koca olması, davalı 3. kişinin borçlunun durumunu bilen bilebilecek kişilerden olması, borcun boşanma protokolünden önce doğmuş bulunması, İİK 278/3 gereği davalılar arasındaki tasarrufun bağış hükmünde sayılmasına göre ... Mah, 1233 ada,47 parselde kayıtlı 3. kat, 21 nolu daire yönünden davanın kabulü ile davacının takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak tasarrufun iptaline, tasarrufa konu...İli, ... İlçesi, ... köyü, 235 ada, 4 parsel, Cblok 9 kat, 14 nolu bağımsız bölümün dava dışı 4. kişiye satıldığının tespit edilmesi sebebi ile İİK 283/2 gereğince iş bu gayrımenkul yönünden talebin bedele dönüştüğü göz önüne alınarak adı geçen davalı 3. kişinin taşınmazı elden çıkardığı 21.12.2010 tarihindeki gerçek değeri nispetinde davacının takip konusu alacak ve fer"ileriyle sınırlı olarak nakten tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.630,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 06.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.