Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/8133
Karar No: 2020/893
Karar Tarihi: 20.02.2020

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/8133 Esas 2020/893 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2017/8133 E.  ,  2020/893 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    ... ilçesi, Cumhuriyet köyü 17 ada 2 parsel sayılı 5291 m² yüzölçümündeki taşınmaz, öncesi tarla ve orman cinsiyle Eylül 1930 tarih 1 nolu ... Çiftliği olarak kişiler adına kayıtlı iken, borçlarından dolayı Ziraat Bankasına satılarak 716 hektar 8200 m²"lik bölümü orman, 527 hektar 8300 m²"lik bölümü de tarla olarak Ziraat Bankası adına Mart 1939 tarih 1 noda tescil edilmiş, daha sonra banka tarafından çiftlik sınırları içinde kaldığı kabul edilen taşınmaz birçok ada ve parsele ifraz edilmiştir. Dava konusu 17 ada 2 sayılı parsel bu ifraz sonucu 02.05.1940 tarihinde Ziraat Bankası adına tapuya tescil edilmesinden sonra aynı tarihte Resmiye Baltalı adına iştira yoluyla tescil edilmiş, bundan sonra intikal ve satış yolu ile davalılara geçmiştir. Halen tapuda davalılar adına kayıtlıdır.
    Davacı Hazine, taşınmazın 2/B madde uygulaması ile orman niteliğini kaybetmiş olması nedeni ile Hazine lehine orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğunu, bu nedenle tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya tescili istemi ile dava açmıştır.
    Orman Yönetimi ise; dava konusu taşınmazın kesinleşen orman sınırı içinde iken Hazine adına orman sınırı dışın çıkarılan yerlerden olduğunu belirterek davanın kabulünü istemiş davaya fer"i müdahil olarak katılmıştır.
    Mahkemece taşınmazın 1744 sayılı Kanun uygulaması ile orman rejimi dışına çıkartılmış olduğu, taşınmaza ait eski tapu kaydı bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı Hazine ve müdahil Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06/07/2009 gün ve 2009/9156 E. - 11217 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Dava konusu taşınmaz ve çevresi, öncesi Ziraat Bankasına ait tapulu araziler olduğu kabul edilse dahi, yörede 3116 sayılı Kanuna göre 1940 yılında yapılan ilk orman kadastrosunda orman sınırları içinde bırakıldığından, tapu kaydı yasal değerini yitirmiş olduğu gibi, Ziraat Bankasına ait 743 Hektar 7600 m² yüzölçümlü orman 4785 sayılı Kanun gereğince Devletleştirilerek 1946 yılında Hazine adına tescil edilmiştir. 1977 yılında 1744 sayılı Kanun hükümlerine göre, ancak Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılabilir. Her ne kadar; 20.5.1977 tarih 12 nolu açıklama tutanağının 18. maddesinde ... Tapu Muhafızlığının 21.07.1976 tarihli yazısı uyarınca tapu malikleri adına orman sınırları dışına çıkarıldığı yazılı ise de kadastro komisyonlarının mülkiyetin aidiyeti konusunda karar vermeye yetkileri bulunmamaktadır. 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesinde "...Bu düzeltme sonucu orman sınırı dışına çıkarılacak yer sınırlaması itirazsız kesinleşmiş tapulu arazi ise mülkiyeti tekrar tapu sahiplerine intikal eder” hükümleri mevcut ise de 4785 sayılı Kanun hükümlerine göre devletleştirilen ve bedeli ödenen taşınmazların bu işlemden sonra orman rejimi dışına çıkartılması halinde gerçek malik olması nedeniyle Hazine adına çıkartılacağı ve mülkiyetinin de Hazineye ait olacağı kuşkusuzdur.
    1744 sayılı Kanunun 2/1. maddesi gereğince nitelik kaybı nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılan yer, orman tahdidinin kesinleştiği tarihten daha önceki zamanlarda tapuya kayıtlı olsa dahi, mülkiyeti tapu sahibine intikal etmez. Çünkü, 1744 sayılı Kanunun 2/2. maddesinde yazılı “ Evvelce sınırlaması yapılmış ve fakat yukarıdaki fıkra hükümlerine (aynı maddenin birinci fıkrası) uymadığı anlaşılan … sınırlamaların düzeltilmesi sonucu orman sınırları dışına çıkartılacak yer, sınırlaması itirazsız kesinleşmiş tapulu arazi ise, mülkiyeti tekrar tapu sahiplerine intikal eder” hükmü, sadece ilk orman kadastrosunun yapıldığı tarihinden daha önceki zamanlarda ve öncesi de orman olmayan yerler için oluşturulan taşınmazın öncesinin orman sayılan yer olması ve 1744 sayılı Kanunun 2/1. maddesi gereğince 15.10.1961 tarihinden önce nitelik kaybetmesi nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılması halinde, o yer orman sınırı içine alınmadan önce tapuda kayıtlı olsa dahi, tapu kaydı özel mülkiyete konu olmayan orman sayılan yerde oluşturulduğu için yolsuz tescil niteliğinde olacağından, yine bu tapu kaydına değer verilemez ve o yerin mülkiyeti tapu sahiplerine intikal etmez. 1744 sayılı Kanunun 2/6. maddesi gereğince çıkartılan ve 22 Temmuz 1974 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren "Orman Sınırları Dışına Çıkartılacak Yerler Hakkında Tüzük"ün 34. maddesi "Orman Kadastro ekipleri; düzenleyecekleri tutanaklarda orman sayılmaması gerektiği ve tapulu bulunduğu halde, orman sınırları içine alınmış ve sahibi tarafından itiraz edilmediği için orman sayılan yer haline dönüşmüş ve fakat 6831 Sayılı Orman Yasasının değişik 2. maddesine göre orman sınırı dışına çıkarılması gerekli olan yerleri, tapu sahibi kimliğini, tapunun tarih ve numarasını yazmak suretiyle ayrı bir madde halinde belirler. Bu gibi yerler hava fotoğraflarına ve haritalarına işlenir veya yersel ölçüleri yapılır". Yine aynı Tüzüğün 41/2. maddesi "inceleme kurulları ... esasen orman sayılmayan yerlerden olduğu neticesine vardıkları yerler hakkında 6831 sayılı Kanunun değişik 2. maddesine göre inceleme yapamazlar". Kanunun ve yukarıda yazılı tüzük hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi sonucu; 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik 2/2. maddesi gereğince orman rejimi dışına çıkartılan yerlerin mülkiyetinin tekrar tapu sahiplerine intikal edebilmesi için;
    1) Taşınmazın öncesi orman olup da bilim ve fen bakımından nitelik kaybetmesi nedeniyle 1744 sayılı Kanunun 2. maddesinin birinci fıkrası gereğince orman reijmi dışına çıkartılan yer olmamalıdır (Bu tür yerler ister itiraz sonucu, isterse itiraz edilmeden kesinleşen orman sınırı içinde kalmışsa o yer tapulu olsa dahi mülkiyeti tapu sahibine intikal etmez.). Çünkü, tapu kaydı yolsuz tescil niteliğinde olduğundan sahibine hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmamıştır.
    2) 1744 sayılı Kanunun 2. maddesinin birinci fıkra hükümlerine uymadığı, yani aslında orman olmadığı ve tapulu bulunduğu halde, yanlışlıkla orman sınırı içine alınmış ve sahibi tarafından itiraz edilmediği için hukuken orman sayılan yer haline dönüştüğü anlaşılarak, nitelik kaybetme ya da etmeme konusunda inceleme kurulları tarafından hiçbir araştırma yapılmadan, orman sınırlarının düzeltilmesi sonucu 2. maddenin ikinci fıkrası gereğince orman sınırları dışında bırakılmalıdır.
    3) Çekişmeli taşınmazı içine alan ilk orman kadastrosu itirazsız kesinleşmiş olmalıdır (Çünkü, taşınmazı içine alan orman kadastrosu itiraz sonucu kesinleşirse, bu durum o yerin öncesinin orman olduğunu, dolayısıyla taşınmazın orman sınırı içine alınmasından önce oluşturulan tapu kaydının aslı orman olan yerde yolsuz olarak oluşturulduğu itiraz sonucu belirlenmiş olduğundan, malikine mülkiyet hakkı kazandırmaz).
    4) Dayanılan tapu kaydı, taşınmaz orman sınırları içine alınmadan önce oluşturulmuş olmalı ve yüzölçümü ile geçerli olarak çekişmeli taşınmazı kapsamalıdır.
    5) Dayanılan tapu kaydı,13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanun gereği Devletleştirilmemiş olmalıdır ya da Devletleştirilmiş sayılmamalıdır.
    6) Dayanılan tapu kaydı, 3116 sayılı Kanunun Muvakkat 1. maddesi ya da başka bir Kamulaştırma Kanunu gereğince kamulaştırılmış olmamalıdır.
    7) Orman sınırlamasının düzeltilmesi sonucu orman sınırı dışında bırakma işlemi 1744 sayılı Kanunun yürürlükten kalktığı 1 Ocak 1984 tarihine kadar tamamlanmış olmalıdır
    1744 sayılı Kanunun 2/2. maddesinde, açıkça orman sayılmaması gerektiği ve tapulu bulunduğu halde, orman sınırı içine alınan yerlerden söz edilmiştir.
    O halde; somut uyuşmazlıkta, davacının tutunduğu tapu kaydı orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten önce oluşturulmuş ise de, kayıt, Ziraat tarafından ifraz edilmiştir. Kök tapu kaydının bu yere ait olup olmadığının belli olmadığı gibi, ifraz tapu kaydı Hazine ve Orman Yönetimini bağlamaz. Diğer taraftan, dava konusu taşınmazın öncesi orman olmaması nedeniyle 1744 sayılı Kanunun 2/2. maddesi hükmü gereğince orman sınırının düzeltilmesi sonucu orman sınırı dışına çıkarılmayıp aynı Kanunun 2/1. maddesi hükmüne göre öncesi orman olduğu; ancak, orman niteliğini kaybettiğinden orman rejimi dışına çıkartıldığından yine bu taşınmazın orman sınırları içine alınmasından önce oluşturulan bir tapu kaydı bulunsa dahi, özel mülkiyete konu olmayan ve asıl niteliği orman olan taşınmaz için oluşturulan tapu kaydı yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu ve sahibine hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağından bu tür kayıtlara 1744 sayılı Kanun uygulamasında yine değer verilemeyeceği ve 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesinin 01 Ocak 1984 tarihinde yürürlüğe giren 2896 sayılı Kanunla değiştirildiği, 3402 sayılı Kanunun ilgili fıkralarının yukarıda yazılı Anayasa Mahkemesi kararları ile 1988 ve 1989 yıllarında iptal edildiğinden kişilerin yararlanacağı bir yasa hükmü bulunmamaktadır.” değinilmiştir.
    Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra davanın kısmen kabulü ile dava konusu 17 ada 2 sayılı parselin 05.05.2008 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde kırmızı boyalı olarak gösterilen 1114 m² yüzölçümlü bölümünün Hazine adına tapuya tesciline, taşınmazın davalıların kullanımında olduğunun beyanlar hanesine şerh verilmesine karar verilmiş, hüküm Hazine, Orman Yönetimi ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24.01.2013 gün ve 2012/6955 E. - 2013/269 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “6831 sayılı Orman Kanununun 1744 sayılı Kanunla değişik 2, 2896 ve 3302 sayılı kanunlar ile değişik 2/B maddesi gereğince, nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi, yeni orman alanlarının oluşturulması, nakline karar verilen Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köyler halkının yerleştirilmesi ve orman köylülerinin kalkındırılmasının desteklenmesi ile Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin usûl ve esasların belirlenmesi amacıyla düzenlenen, 19/4/2012 tarihli ve 6292 sayılı “Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun”, 26/4/2012 tarihli ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe girmiş ve aynı Kanunla 17/10/1983 tarihli ve 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun ile 16/2/1995 tarihli ve 4070 sayılı Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmış, 6831 sayılı Kanunun bazı maddelerinde de değişiklikler yapılmış, bu cümleden olarak, diğer bir çok hükmün yanı sıra, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alanlara ilişkin tapu kaydına konulan şerhlerin silinmesi, bu alanlar için Hazine tarafından dava açılmaması, açılan davalardan vazgeçilmesi ya da davaların durdurulması, tapusunun iptaline karar verilen taşınmazların tekrar tapu sahibine iadesi gibi konular düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerin, dava konusu taşınmazın niteliğine ve durumuna göre, görülmekte olan davaya etkisinin değerlendirilmesi için yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir." denilmiştir.
    Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra davacının davasının 05/05/2008 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda kabulü ile; ..., Cumhuriyet köyü, 17 ada 2 parsel sayılı taşınmazın harita mühendisi bilirkişi raporunda kırmızı boyalı olarak gösterilen 1714. m²"lik kısmının ayrı bir parsel sayısı altında davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davalılar ..., ..., ... Büyük, Kasım Büyük ve İbrahim Büyük"ün kullanıcı olarak tespitine karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından esasa yönelik olarak, müdahil Orman Yönetimi tarafından ise vekalet ücretine yönelik olarak temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17/09/2015 gün ve 2015/6306 E. - 7598 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17/09/2015 tarih ve 2015/6306 E. - 7598 K. sayılı kararında özetle; "İncelenen dosya kapsamından ve tapu müdürlüğü dosya içerisine gönderilen cevabi müzekkereden, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, karar tarihinden önce, 3402 sayılı Kanun gereğince arazi kadastrosu yapıldığı ve dava konusu taşınmaza 01/03/2013 tarihinde Cumhuriyet köyü 180 ada 1 parsel sayısı verilerek kadastro tutanağı düzenlendiği ve 180 ada 1 sayılı parselin hane ve bahçe vasfıyla ..., ... ve ... adlarına tapuya tescil edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar, dava konusu taşınmaz için düzenlenen kadastro tutanağı kesinleştirilerek taşınmaz tapuya kaydedilmişse de; tutanağın düzenlendiği tarihte taşınmaz asliye hukuk mahkemesinde davalı olduğundan taşınmazın tapuya kaydedilmesi hukuki değer taşımamaktadır.
    3402 sayılı Kanunun 26/4. maddesi hükmüne göre “Kadastro mahkemesinin yetkisi (görevi) her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği günde başlar.” Yine, aynı Kanunun 27/1. maddesi uyarınca da “Mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmazlara ilişkin davalar hakkında o taşınmaz için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar mahkemesine re"sen devrolunur.” Bu nedenle, davaya bakmak görevinin kadastro mahkemesine ait olduğu, görev hususunun, kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olduğu ve yargılamanın her aşamasında re"sen gözönüne alınması gerektiğinden, davaya bakmakta mahkemenin görevsizliğine ve dava dosyasının görevli kadastro mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir. "" denilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyularak, mahkemenin görevsizliğine, görevli mahkemenin ... Kadastro Mahkemesi olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde halen arazi kadastrosu yapılmamıştır. 3116 sayılı Kanuna göre 10.12.1940 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Ziraat Bankası adına Mart 1939 tarih 1 noda kayıtlı olduğu bildirilen, orman 4785 sayılı Kanun gereğince Devletleştirilerek 743 Hektar 7600 m² yüzölçümüyle 5 pafta 55 ada 1 parsel sayısıyla ve orman cinsiyle 1946 yılında Cumhuriyet Ormanı ismiyle Hazine adına tescil edilmiştir. Daha sonra 1744 sayılı Kanuna göre yapılan aplikasyon ve 2. madde uygulaması 07.07.1977 tarihinde ilan edilerek kesinleşmiştir. Bu işlemlerden sonra, yörede 2896 sayılı Kanuna göre 08.11.1985 tarihinde 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması 27.02.1989 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşmiş, bundan sonra çekişmeli taşınmazın tapu kaydına 26.05.1995 tarihinde 2/B madde şerhi konulmuştur. Dava konusu parsele ait kayıt kadastro sonucu oluşturulan bir tapu kaydı olmayıp, zabıt kaydından, Ziraat Bankasınca ifraz edilerek oluşturulan zabıt kaydıdır.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 20/02/2020 gününde oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi