Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2009/5726 Esas 2010/762 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/5726
Karar No: 2010/762
Karar Tarihi: 15.02.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2009/5726 Esas 2010/762 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2009/5726 E.  ,  2010/762 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    ... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ...1.Asliye Hukuk Hâkimliğinden verilen 20.03.2009 gün ve 302/319 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, miras yolu ile intikal, taksim ve kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki nedenine dayanarak Hazine üzerinde tapuda kayıtlı bulunan 101 ada 308 parselin tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, imar-ihyanın tamamlanmasından sonra sürdürülen zilyetliğin 20 yılı bulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Yerel bilirkişi, davacı tanığı ve bilirkişi raporlarına göre dava konusu taşınmaz sulu tarıma geçilmeden öncede tarımsal amaçlı kullanılan bir yerdir. Öncesi tarımsal amaçlı kullanılan bir yerin kullanım şeklinin değiştirilmiş olması taşınmazın imar-ihya edildiği sonucunu doğurmaz.Bu nedenle kullanım şeklinin değiştirildiği tarih imar ihya tarihi kabul edilerek imar-ihyanın tamamlanmasından itibaren tespit tarihine kadar zilyetlikle kazanma süresinin dolmadığına dair yerel mahkemenin gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. Ne var ki, davacı vekili dava dilekçesinde, taşınmazın miras yolu ile intikal ettiğini ve eklemeli 70-80 yıldır zilyetliğinde bulundurduğunu açıklayarak taşınmazın vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Oysa yapılan keşifte yerel bilirkişi ve davacı tanığı, taşınmazın davacı ve babası tarafından kullanıldığını ve bilahare davacıya babasından kaldığını bildirmişler, ancak intikal şeklinin ne olduğu hususunda herhangi bir açıklama yapmamışlardır. Bu nedenle dava şartı bakımından tereddüt hasıl olmuştur.
    Mahkemece yapılacak iş; dava şartının açıklığa kavuşturulması bakımından taşınmazın davacıya kimden, ne şekilde, hangi tarihte intikal ettiğinin, davacının zilyetliğinin başlangıcı ve sürdürülüş şeklini yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrıntılı olarak sormak, alınacak beyanlara göre dava şartını dikkate almak, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir hüküm kurmak olmalıdır. Dava şartı gözetilmeden işin esası ile ilgili hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esasının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 15.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.