5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/9482 Esas 2020/14623 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/9482
Karar No: 2020/14623
Karar Tarihi: 11.11.2020

5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/9482 Esas 2020/14623 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir hükümde, sanık 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık suçundan mahkum edilmiştir. Ayrıca, nakilde kullanılan aracın iadesine de karar verilmiştir. Ancak, iade kararı araç hakkında açılan müsadere davası nedeniyle bozma kararıyla ortadan kalkacaktır. Yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, kanun yollarının tüketilmesi de dahil, kararın kesinleşmesi uzun bir süre geçtikten sonra mümkün olacaktır. Yargıtayca yapılacak denetimin bu sakıncaları ortadan kaldıracağı ve yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesine uygun olacağı değerlendirilerek, nakil aracının iadesi kararı onanmıştır.
Ancak, sanık lehine hükümler içeren kanun maddeleri ve etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale gelmesi nedeniyle, sanığın hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi gerektiği ve bu nedenle mahkumiyet hükmü bozulmuştur.
Kanun maddeleri: 5607 sayılı Kanun'un 13. maddesi, 5237 sayılı Kanun'un 54. maddesi, 5607 sayılı Kanun'un 3/22. maddesi, 5607 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası, 5237 sayılı TCK'nın 7. maddesi, 7242 sayılı Kanun'un 61. ve 62. maddeleri, 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi.
19. Ceza Dairesi         2019/9482 E.  ,  2020/14623 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Yerel Mahkemece kurulan mahkumiyet hükmüyle birlikte, 5607 sayılı Kanun"un 13. maddesi ve 5237 sayılı Kanun"un 54. maddesindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle, nakilde kullanılan aracın iadesine de karar verildiği, iade kararının, araç hakkında açılmış müsadare davasının konusu olması bakımından, bozma kararıyla birlikte aracın iadesi hükmünün de ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, kanun yollarının tüketilmesi de dahil, bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süre geçtikten sonra mümkün olacağı, kanun yolu denetiminde aracın iadesi kararının hukuka uygun bulunması halinde, bu süre zarfında şahsın, aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, aksi durumun ise AİHS ek 1 protokolün 1. maddesi ve Anayasa"nın 35. maddesiyle güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı, Yargıtayca bu aşamada yapılacak denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldıracağı gibi, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından da gerekli olduğu değerlendirilerek, temyize konu mahkeme hükmü ceza ve müsadere bakımından ayrı başlıklarda incelenmekle;
    1-) Nakil aracının iadesi kararının incelenmesinde;
    Nakilde kullanılan aracın iadesine ilişkin mahkeme gerekçesi yerinde olmakla, TEMYİZ İTİRAZLARININ REDDİYLE İADE KARARININ ONANMASINA,
    2-) Mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde ise;
    Hükümden sonra 15/04/2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklinde düzenlemenin sanık lehine hükümler içerdiği, yine aynı Kanun"un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nın 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 11/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.