23. Hukuk Dairesi 2016/4032 E. , 2016/3415 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasında davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalılar arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedildiğini ileri sürerek, sözleşme gereğince davalıların taşınmazında yapılan inşaat nedeniyle davalılardan tazminat talebinin yanında davalılara ait taşınmazlara ihtiyati haciz konulmasını istemiştir.
Mahkemece, teminat karşılığı taşınmazlara ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiş, davalıların karara itirazı üzerine, davalıların bir kısım bağımsız bölümleri üçüncü kişilere devretmiş olmaları nedeniyle davacının alacağını almasının zorlaşacağı ihtimali gerekçesiyle, itiraz reddedilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar vekilinin aşağıda bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Davacı tarafın talebi bulunmamasına rağmen mahkemece 04.05.2015 tarihli ara kararda davalıların üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına da ihtiyati haciz konulması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiş ise de; bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın HUMK’nın 438/VII maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, mahkemenin 04.05.2015 tarihli ara kararının hüküm bölümünün 1 numaralı bölümünündeki "üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları" ibaresinin hükümden çıkarılarak kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
-MUHALEFET ŞERHİ-
Davacının istemi üzerine yapılan tespit sonucu talebe konu imalât değeri yaklaşık 873,246 TL olarak belirlenmiş, davacı da fazlaya ilişkin haklarını tutarak 50.000,00 TL"nin tahsilini istemiş; mahkemece, davalıların üç ayrı parselleri ve üzerindeki bağımsız bölümlere haciz konulmuştur.
İcra ve iflâs Kanunu"nun 260. maddesinde ihtiyati haciz kararının muhtevası açıklanmış olup, 2. ve 4. bentleri uyarınca ihtiyati haczin "ne miktar alacak için konulduğu" ve özellikle "haczoluncak şeyler""in açık bir şekilde yazılması zorunludur. Öte yandan, istenen alacak miktarı ile ihtiyaten haczedilen mal ve hakların değerinin yaklaşık olarak "ölçülü" olması gerekir. Aksi hâl, kişilerin mal ve hakları üzerindeki tasarruf hakkının sebepsiz şekilde kısıtlanması, dolayısıyla zarara uğramasına neden olur.
Somut olayda ise, davalıların üç ayrı taşınmazına haciz konulmuş olup, bu taşınmazlar üzerinde herbiri ayrı tasarrufa konu olabilecek ve ayrı ekonomik değere sahip bağımsız bölümlerin oluşturulduğu anlaşılmaktadır.
Hâl böyle olunca, herkes tarafından bilinen günün ekonomik koşulları ve davada istenen tazminat miktarı dikkate alınarak hangi bağımsız bölüm veya bölümler üzerine haciz konulduğunun açıkça belirtilerek "ölçülü" bir ihtiyati haciz kararı tesisi gerekirken, davalıların taşınmazlardaki tasarruflarını dayanaksız şeklide engelleyen ve onların aşırı zararına sebebiyet verebilecek şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
İzah edilen nedenlerle, mahkeme kararının bozulması gerektiği düşüncesinde olduğum için çoğunluğun görüşüne katılamıyorum
üye
..................