10. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/6684 Karar No: 2019/2875 Karar Tarihi: 27.03.2019
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/6684 Esas 2019/2875 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davanın konusu, Alman rant sigortasına giriş tarihinin Türkiye'de sigorta başlangıç tarihi olarak kabul edilip edilemeyeceğiyle ilgilidir. İş Mahkemesi, bozma ilamına uyarak davanın kabulüne karar vermiştir. Dava daha sonra davalı vekili tarafından temyiz edildiği için Tetkik Hâkimi rapor hazırlamıştır. Feragat, davadan kesin sonuç çıkarabilen bir neden olduğu için hakim, karar verildikten sonra belgelendirilen feragat nedeniyle davanın reddine karar verebilir. Ancak Yargıtay uygulamalarında, hüküm temyiz edildikten sonra vaki feragat üzerine mahkemece kendiliğinden bir karar verilmeyerek hükmün bozulması talebi varsa, feragate dayanarak davayı reddetmek için karar verilemez, dosya Yargıtay tarafından ele alındıktan sonra feragate dayanarak davayı reddetmek mümkündür. Bu nedenle, somut olayda temyiz aşamasında davadan feragat edildiği bildirildiğinden, hükümden sonra ortaya çıkan feragat nedeniyle yeniden inceleme yapılmak üzere mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak, feragatın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 307 ila 312. maddelerinde (mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 91 ila 94. maddelerinde) düzenlendiği ifade edilmektedir.
10. Hukuk Dairesi 2018/6684 E. , 2019/2875 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, Alman rant sigortasına giriş tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıç tarihi olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece uyulan bozma ilamı sonrası davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Çekişmeli yargıda kural olarak, “tasarruf ilkesi” geçerlidir ve taraflar dava konusu üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilirler. Bu suretle davaya son verilebilmesinin bir yöntemi davadan feragattir ve anılan kurum 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 307 ila 312. maddelerinde (mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 91 ila 94. maddelerinde) düzenlenmiştir. Hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebilir. Temyiz edilen ve fakat henüz temyiz Dairesince görüşülmeyen bir karar, usul hukuku çerçevesinde kesinleşmiş olmadığından, bu aşamada davadan feragat mümkündür. Hakim, gördüğü davada tahkikatı bitirip hüküm kurduktan sonra davadan elini çekmiş olur ve kural olarak dava sonunda verilen karar temyiz edilip bozulmadan ve bu suretle yargılamaya yeniden başlanmadan davanın esası ile ilgili hiç bir karar veremez. Feragat, davayı kesin olarak sonuçlandıran bir hukuki neden olduğundan, hakim karar verdikten sonra dahi belgelendirilen feragat üzerine davanın bu nedenle reddine karar verebilir ise de, Yargıtay uygulamalarında (örneğin Hukuk Genel Kurulunun 21.10.1981 gün 1981/2-551, 1981/683 ve 2.6.1982 günlü 1982/376-547 sayılı kararları ile 11.4.1940 gün ve 1939/15-1940/70 sayılı tevhidi içtihat kararının gerekçesinden esinlenen uygulama) hüküm temyiz edildikten sonra vaki feragat üzerine mahkemece kendiliğinden bir karar verilmeyerek Yargıtay"ın bu konuda (feragat konusunda) mahkemece bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına dair verilecek kararından sonra ancak dosyayı ele alabilir ve feragate dayanarak davayı reddedebilir. Bu itibarla; somut olayda temyiz aşamasında davadan feragat edildiği açıkça ve koşulsuz olarak bildirdiğinden, hükümden sonra ortaya çıkan ve temyiz incelenmesine usulen engel oluşturan bu hukuki olgu çerçevesinde, yeniden inceleme yapılmak üzere mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün sair hususlar incelenmeksizin yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.