Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/8943 Esas 2016/3400 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/8943
Karar No: 2016/3400
Karar Tarihi: 02.06.2016

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/8943 Esas 2016/3400 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2015/8943 E.  ,  2016/3400 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki iflas davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, müvekkili bankanın, dava dışı ..... Ltd. Şti."ye kredi kullandırdığını, gönderilen ihtarnamelere rağmen kredi borcunun ödenmemesi üzerine adı geçen şirketler aleyhine genel haciz yoluyla icra takibine girişildiğini ancak, herhangi bir tahsilat yapılamadığını, iflas erteleme talebinde bulunan şirketlerden alacağın tahsili imkânının kalmadığını, bu şirketlerin ortağı olan davalının, aynı zamanda kredi sözleşmelerini de müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını ileri sürerek, davalının şahsen iflasını talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin iflasa tabi kişilerden olmadığını, yetkilisi olduğu şirketler nam ve hesabına sözleşme imzaladığını, öte yandan, dava dışı şirketlerin borçlarını ödeyebilecek durumda olduklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davalının, dava dışı kredi borçlu şirketlerin ortağı ve yetkili temsilcisi olduğu, gerçek kişi tacir olarak ticari sicil ve vergi mükellefiyet kaydının bulunmadığı, bu haliyle davalının İİK"nın 177. maddesi uyarınca, iflasa tabi gerçek kişi tacir olmadığı, dolayısıyla iflasının istenemeyeceği gerekçesiyle, davanın HMK"nın 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, İİK"nın 177. maddesi hükmüne dayalı doğrudan iflas istemine ilişkindir.
    Mahkemece,.... yazı yazılmış, cevabi yazı içeriklerine göre, davacının iflasa tabi şahıslardan olmadığı sonucuna varılarak, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
    Türk Hukukunda kural olarak yalnız tacirlerin iflasına karar verilebilir. Kimlerin tacir sayılabileceği dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 12., 14., 16. ve 17. (6762 sayılı TTK’nın 14., 16., 18. ve 19.) maddelerinde sayılmıştır. Sermaye şirketlerinin ortakları ve yöneticileri sadece bu sıfatları nedeniyle iflasa tabi tutulamazlar. Bu kişilerin ayrıca tacir olması halinde iflası istenebilir.
    İflas davasına bakan ticaret mahkemesi, borçlunun iflasa tabi kişilerden olup olmadığını kendiliğinden araştırmak zorundadır. (.... sayılı ilamları)

    .../...

    S.2


    Davalının gerçek kişi olarak sicilde kaydının bulunmadığı Ticaret Sicil Müdürlüğü ve tacir olarak vergi mükellefiyet kaydının bulunmadığı Vergi Dairesi Müdürlüğü cevabi yazılarından anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalının tacir olup olmadığı hususunda anılan kurumlar nezdinde yapılan araştırmadan başkaca bir araştırma da yapılmamıştır.
    Bu durumda, mahkemece,......, meslek odalarından, borsadan, davalının bir ticari işletmeyi kendi adına işletip işletmediği sorularak ve gerekirse İstanbul ile Antalya ilinde zabıta marifetiyle bu hususta araştırma yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verimesi doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.06.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.