14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/8789 Karar No: 2017/1522 Karar Tarihi: 28.02.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/8789 Esas 2017/1522 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı vekili, müvekkilinin paydaş olduğu taşınmazda, davalıya satılan payın gerçekte trampa olarak gösterilerek müvekkilinin önalım hakkının kullanılmasının önüne geçildiğini iddia etmiş ve tapunun iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir. Mahkeme, davacı tarafın iddiasını ispatlayamadığından davanın reddine karar vermiştir. Ancak, temyize giden davada, mahkemenin delil incelemesi eksik olduğundan, davalının hukuki dinlenilme hakkına aykırı olarak karar verdiği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Kararın gerekçesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesi ve 6100 sayılı Kanununun 240. ve devamı maddelerinde açıklanmaktadır.
14. Hukuk Dairesi 2015/8789 E. , 2017/1522 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.09.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 18.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin paylı malik olduğu ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, ... ... 621 ada 134 parsel sayılı taşınmazda paydaş olan ...’ın 265/4608 payını davalıya 29/05/2012 tarihinde satmasına rağmen tapuda trampa olarak gösterdiklerini, tarafların gerçekte pay satışını amaçlamalarına rağmen kanuna karşı hile kullanarak müvekkilinin önalım hakkını kullanmasının önüne geçmek istediklerini, müvekkiline herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, tapudaki bedeli davalının çok yüksek gösterdiğini, davalıya satılan payın iptaliyle önalım hakkına dayanılarak müvekkili adına tescilini ve 3. kişilere devrinin önlenmesi için şerh konulmasını talep etmiştir. Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde, müvekkili ile satıcı arasında iradi olarak trampa işleminin gerçekleştirildiğini, önalım hakkının gerçek satışlarda ileri sürülebileceğini, trampa durumunda önalım hakkından bahsedilemeyeceğini, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacı taraf muvazaa iddiasını ispatlayamadığından geçerli trampa sözleşmelerinde yasal önalım hakkının kullanılamayacağı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Taraflara delillerini bildirmeleri için 22.05.2014 tarihli oturumda süre verilmiştir. Verilen süre, tanık ücretleri, davetiye giderleri ve varsa talimat giderlerini içermediğinden; sonuç doğurucu nitelikte değildir. Taraflara verilecek uygun süre içerisinde bildirmiş olduğu tanıkları için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 324. maddesi uyarınca delil avansını yatırmaları için verilecek kesin süre sonrası masraf yatırılması halinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 240. ve devamı maddeleri uyarınca dinletme imkanı tanınması ve toplanan diğer delillerle birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme sonucu davalının hukuki dinlenilme hakkına (HMK.m.27) aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.