15. Hukuk Dairesi 2013/299 E. , 2013/6192 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davacı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... geldi. Davalı vekili gelmedi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı, yapılan işler bedeli olarak bakiye 45.569,46 TL"nin ödenmediğini, 15.12.2009 tarihinden itibaren işleyecek aylık % 4 akdi faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı ise, yapılan işin ayıplı olduğunu, bu nedenle iade faturası düzenlendiğini, davacı yükleniciye borçlarının olmadığını ifade ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalı tarafın aleyhine delil niteliğindeki ticari defterlerinde davacıya 11.593,43 TL borç kaydının bulunduğu gerekçesiyle bu kısım üzerinden 15.12.2009 tarihinden itibaren aylık % 4 faiziyle birlikte davanın kısmen kabulüne; bakiye kısım yönünden davalı tarafça davacıya yemin teklif edildiği ve davacı şirket temsilcisinin de yeminden kaçındığı gerekçesiyle yapılan işin ayıplı olduğu sonucuna ulaşılarak fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Davalı iş sahibi şirket, ... 25.11.2009 gün ve 27243 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ayıp ihbarında bulunmuştur. Süresi içerisinde ayıp ihbarı yapılmış olmakla birlikte davalı iş sahibi şirket, ayıbın varlığı, derecesi ve niteliğini de ispatlamak zorundadır. Kural olarak, maddi vakıa niteliğinde bulunan ayıplı imalât savunmasının her türlü delille ispatlanması mümkünse de, niteliği itibariyle yemin delilinin ayıbın derecesi ve niteliğini kanıtlamak için kullanılabilecek bir delil olduğu kabul edilemez. Başka bir anlatımla, teknik bir konu olan ürün üzerindeki ayıbın varlığı, derecesi ve niteliği bilirkişi incelemesini zorunlu kılacağından, bu hususun yeminle ispatlanması mümkün değildir. Sözleşme konusu ürünler ortada bulunmadığından üzerinde teknik bilirkişi incelemesi yapılamamıştır. Bu durumda, davalı iş sahibi şirketin ayıbın varlığı yanında derecesi ve
...
niteliğini de ispatladığından söz edilemeyeceğinden, davacı yüklenicinin iş bedelinin tümünü hak ettiğinin kabulü zorunludur.
Açıklanan kurallar dahilinde, davacı şirketin yetkili temsilcisinin duruşmada hazır bulundurulmasına karşılık yemin etmemiş olması, gereksiz yemin teklifi niteliğinde olup, sonuca etkili değildir. O halde mahkemece, davacı yüklenici tarafından teslim edilen ürünlerde davalı iş sahibi şirketin ayıplı imalât savunmasını ispatlayamadığı kabul edilerek incelemeye konu edilen kararda hüküm altına alınan alacağın yanında iade faturalarına konu edilen bedelin de tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile bu kısım alacağın reddine karar verilmiş olması doğru olmamış, kararın bu yönden davacı yüklenici şirket yararına bozulması gerekmiştir.
3-Davalı iş sahibi şirket vekilinin temyiz itirazlarına gelince; taraflar arasında imzalanan 31.03.2009 tarihli sözleşmenin 7/F maddesinde gecikme cezası kararlaştırılmış olup, mahkemece bu hükümde belirlenen aylık % 4 gecikme cezasının akdi faiz olarak kabulü doğru olmadığı gibi davalı iş sahibi açısından temerrüdün faturalara ve sözleşmenin 7/F maddesi hükmünün yanlış yorumlanması suretiyle 15.12.2009 gününde oluştuğunun kabulü de doğru değildir.
... 21.12.2009 gün ve 35972 yevmiye sayılı ihtarnamesinde, davacı yüklenici şirket, davalı iş sahibi şirkete iade faturalarına konu edilen bedelin ödenmesi için ihtarnamenin tebliğinden itibaren 2 iş günü süre vermiştir. Bu ihtarname, 24.12.2009 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiğinden, ihtarnamede gösterilen 2 iş günlük süre de bu tarihten itibaren hesaplanmalıdır. İş günü hesabına göre, tatil günleri hesaba katılmayacağından, davalı iş sahibi şirket açısından temerrüdün 28.12.2009 günü oluştuğu ve hüküm altına alınacak alacağa da bu tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerektiğinin kabulü zorunludur.
Mahkemece yapılacak iş, davalı iş sahibi şirket tarafından ayıplı imalât yapıldığı savunmasının ispatlanamadığı kabul edilerek, 21.12.2009 tarihli iki adet iade faturası bedellerinin de kabulüne karar verilmesi, işin ticari iş olup, davacı yüklenicinin aylık % 4 akdi faiz talebinin içerisinde 3095 sayılı Kanun"un 4. maddesi kapsamında avans faizi talebinin de bulunduğu düşünülerek hükmedilecek alacağa davalı iş sahibi şirketin temerrüde düştüğü 28.12.2009 tarihinden itibaren avans faizi yürütmekten ibarettir.
Kararın açıklanan nedenlerle bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davacı, 3. bent uyarınca davalı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün 2. bent uyarınca davacı, 3. bent uyarınca davalı şirketler yararına BOZULMASINA, 990,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunmayan davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 25.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
......