Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili olan davacının, davalı belediye meclis kararına uygun olarak tek araç ile aktarmasız yolcu taşımacılığı sistemine katıldığını ve bu şekilde taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kurulduğunu, sonradan belediye meclis kararının idare mahkemesi tarafından iptal edildiğini ve sözleşmenin ifasının imkansız hale geldiğini, sisteme giriş bedeli ve müspet zarar için açılan davanın kazanıldığını beyan ederek, yoksun kalınan kazanç karşılığı şimdilik 10.000 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı savunmasında; yeni bir sistem kurmak maksadıyla yetkili organı eliyle bir karar alındığını, davacının da bir bedel ödemek suretiyle sisteme katılma konusunda iradesini ortaya koyduğunu, fakat söz konusu işlemin Edirne İdare Mahkemesinin kararıyla iptal edildiğini, tarafların serbest iradeleri dışında bir sebeple sözleşmenin ifa edilemez duruma geldiğini, yani sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesinin mücbir sebepten kaynaklandığını, dolayısıyla kâr mahrumiyeti talep edilemeyeceğini, sistemin iptal edildiğini ve söz konusu hatta çalışılamayacağının öğrendiği tarihten itibaren bir yıl geçmekle dava açma süresinin dolduğunu beyan ederek, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir. Somut olayda; mahkemece, davanın zamanaşımı yönünden reddi yanında aynı zamandan esastan da reddine karar verilmiştir. Usul hukuku hükümleri uyarınca davanın zamanaşımı nedeniyle reddi kararı ile mahkeme artık dosyadan el çekmiş olup, dava dosyasında başka bir inceleme yapması mümkün değildir. Ne var ki; mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair karar verildikten sonra mahrum kalınan kazanca ilişkin talebin yasal şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın esastan da reddine karar verilmiştir. Bu durumda; mahkemece, usulden (zamanaşımı vb.) ve esastan red kararı verilmesi mümkün olmadığından, önce davanın usul kuralları uyarınca incelenip incelenmeyeceği değerlendirilip, usul hükümleri uyarınca davanın reddi mümkün ise usul yönünden davanın reddine karar verilmeli aksi takdirde davanın esasına girilip esas hakkında bir karar verilmelidir. Davanın usulden reddi kararının yanında esastan da reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.