10. Ceza Dairesi 2017/7705 E. , 2018/948 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı"nın, 15/11/2017 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ...’ın TCK’nın 191/1. maddesi gereğince 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191. maddesi çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin Ankara 27. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 09/02/2017 tarihli ve 2015/577 esas, 2017/33 sayılı kararına yönelik itirazın kabulüne dair Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 15/06/2017 tarihli ve 2017/560 değişik iş sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 24/11/2017 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanığın 27/08/2011 tarihinde işlediği iddia edilen “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçuna ilişkin olarak 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına dair Ankara 1.Sulh Ceza Mahkemesi"nin 13/03/2013 tarihli ve 2011/2065 esas, 2013/457 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip infazına başlandığı
2- Sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine aykırı davrandığının ihbar edilmesi üzerine, sanık hakkında yargılamaya devam edilerek, Ankara 27. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 09/02/2017 tarihli ve 2015/577 esas, 2017/33 sayılı kararı ile “sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine aykırı davranmadığı” kanaatine varıldığının belirtildiği, bununla birlikte TCK’nın 191/1. maddesi gereğince 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191. maddesi çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
3- Sanık müdafiince bu karara itiraz edilmesi üzerine, mercii Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 15/06/2017 tarihli ve 2017/560 değişik iş sayılı kararı ile “Hükmün gerekçesinde ... denetimli serbestlikte yükümlülüğe uymama şartı olan ısrarın gerçekleşmediğinin belirtilmiş olmasına rağmen yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu” gerekçesi ile itiraz kabul edilerek, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, “Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 13/03/2013 tarihli ve 2011/2065 esas, 2013/457 sayılı kararının verildiği tarih itibariyle 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191. maddesinin yürürlükte olmayıp sanık hakkında 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191/2. maddesi gereğince doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilerek anılan kararın infazı sırasında, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirini ihlal ettiğinin bildirilmesi üzerine, mahkemesince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında yapılan tebliğ işlemleri usulüne uygun olmayıp ısrar şartı gerçekleşmemekle birlikte sanığın adli sicil kaydına göre hakkında daha önce tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmediğinden lehe bulunan 6545 sayılı Kanun değişikliği öncesi haliyle 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191/1. maddesi gereğince 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 6545 sayılı Kanun’un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7/2. maddesi delaletiyle yine anılan Kanun’un 68. maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191/2. maddesi gereğince hükmün 5 yıl süre ile açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmasına karşın, bu kararın usul ve yasa hükümlerine uygun olmadığı,
Zira, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının bildirilmesi üzerine, yapılan ihlal bildiriminin geçerli olduğu kabul edildiği takdirde 6545 sayılı Kanun’un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7/3. maddesi gereğince yargılamaya devamla sanık hakkında hüküm kurulması gerektiği, yapılan ihlal bildirimi mahkemesince de kabul edildiği üzere tebliğ işlemlerinin usulüne uygun olmaması nedeniyle geçerli kabul edilmediği takdirde ise, 6545 sayılı Kanun’un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7/1. maddesi gereğince mahkemesince durma kararı verilerek tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına devam olunması gerektiği, her iki ahvalde de 6545 sayılı Kanun’un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7/2. maddesinin uygulama olanağının bulunmadığı, ancak yapılan ihlal bildiriminin geçerli olduğunun kabul edilmesi halinde yargılamaya devamla hüküm kurulacağı için sanık hakkında koşullarının oluşması halinde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinde yer alan genel hükümler dairesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği,
Mahkemesince tebliğ işlemlerinin usulüne uygun olmaması nedeniyle ısrar şartının gerçekleşmediği kabul edildiğinden, durma kararı verilerek tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına devam olunması gerekirken, hatalı değerlendirme yapılıp karma uygulama oluşturmak suretiyle 6545 sayılı Kanun değişikliği öncesi haliyle 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191/1. maddesi lehe kabul edilerek sanığın cezalandırılmasını müteakip, bu kez olayda uygulama yeri bulunmayan 6545 sayılı Kanun’un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7/2. maddesi delaletiyle 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191/2. maddesi gereğince soruşturma aşamasına ilişkin kamu davasının açılmasının ertelenmesine yönelik düzenlemeleri ihtiva eden hükümler uyarınca sanık hakkındaki hükmün 5 yıl süre ile açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Her ne kadar merciince itiraz kabul edilerek anılan karar kaldırılmış ise de, verilen kararın sanık hakkındaki 1 yıl hapis cezasına ilişkin hükmün açıklanmasına yönelik olduğu, bu durumun ise sanık aleyhine sonuç doğurduğu dikkate alındığında, merciince itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasını müteakip, usulsüz tebliğ işlemleri nedeniyle sanık hakkındaki tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazının devamına ilişkin karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir. " denilerek, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 15/06/2017 tarihli ve 2017/560 değişik iş sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanığın yargılama konusu suça ilişkin olarak Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 13/03/2013 tarihli ve 2011/2065 esas, 2013/457 sayılı kararı ile 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tabi tutulduğu tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine aykırı davrandığının ihbar edilmesi üzerine mahkemesince dosya yeniden ele alınarak sanığın hukukî durumunun değerlendirildiği ve dosya kapsamında mevcut deliller takdir edilerek esasen “sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine aykırı davranmadığı”, başka bir deyişle yargılamaya devam edilme koşullarının oluşmadığı kanaatine varıldığı, ancak 6545 sayılı Kanun ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddenin yanlış yorumlanması sonucunda sanık hakkında hüküm kurulma cihetine gidilerek Ankara 27. Asliye Ceza Mahkemesi"nce 09/02/2017 tarihinde “sanığın 6545 sayılı Kanun değişikliği öncesi haliyle TCK’nın 191/1. maddesi gereğince 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6545 sayılı Kanun’un ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7/1-2-3. maddesi delaletiyle 6545 sayılı Kanun’un ile değişik TCK’nın 191/2. maddesi gereğince 5 yıl süre ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” karar verildiği,
Sanık müdafii tarafından bu karara karşı itiraz edilmesi üzerine, mercii Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 15/06/2017 tarihli kararı ile “Hükmün gerekçesinde ... denetimli serbestlikte yükümlülüğe uymama şartı olan ısrarın gerçekleşmediğinin belirtilmiş olmasına rağmen yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu” gerekçesi ile itirazın kabulüne karar verildiğinin anlaşılması karşısında, esasen itirazın kabulüne ilişkin mercii kararının sonucu bakımından yasaya uygun olduğu, zira Ankara 27. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 09/02/2017 tarihli kararında, mahkemenin takdiri ve delillerin değerlendirilmesine göre “sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine aykırı davranmadığı” kanaatine varılmış olmasından dolayı sanığın durumunun 6545 sayılı Kanun ile değişik 5320 sayılı Kanun’un geçici 7/1. maddesine uyduğu ve bu maddede yer alan “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında hâlen denetimli serbestlik veya tedavi kararı uygulananlar bakımından Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesi hükümleri çerçevesinde bu tedbirlerin uygulanmasına devam olunur.” hükmü gereğince sanık hakkında daha önce Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 13/03/2013 tarihli kararı ile uygulanan denetimli serbestlik ve tedavi kararının devamına karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından, Ankara 27. Asliye Ceza Mahkemesi"nce 09/02/2017 tarihinde sanığın mahkûmiyetine ve 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddesi hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi yasaya aykırı olup bu karara yönelik itirazın kabul edilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına ilişkin Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 15/06/2017 tarihli ve 2017/560 değişik iş sayılı kararının sonucu bakımından yasaya uygun olduğu,
Ancak, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nce itiraz kabul edildikten sonra hüküm fıkrasının devamında “Hükmün açıklanması ve müteakip işlemlerin icrası için dosyanın mahkemesine gönderilmesine” şeklinde ibareye yer verilerek sanık hakkındaki 1 yıl hapis cezasının açıklanmasına yönelik olarak anlaşılacak şekilde karar verilmesi ve bu suretle kararın gerekçesi ile çelişkiye neden olunması; ayrıca itiraz kabul gerekçesinin mahiyetine göre CMK’nın 271/2. maddesinde yer alan “İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir.” şeklindeki düzenleme uyarınca merci Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nce itiraz konusu hakkında da karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykırı olduğundan, kanun yararına bozma talebi bu değişik gerekçeler ile yerinde görülmüştür.
D) Karar : Açıklanan nedenlere göre, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 15/06/2017 tarihli ve 2017/560 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 25.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.