10. Ceza Dairesi 2017/7549 E. , 2018/947 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı"nın, 19/09/2017 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ...’in 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191 ve 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Mersin 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 21/03/2013 tarihli ve 2011/63 esas, 2011/700 sayılı ek kararı ile; 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’a göre uyarlama yapılmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair Mersin 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 14/11/2014 tarihli ve 2011/63 esas, 2011/700 sayılı ek kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca 02/10/2017 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanık hakkında 10/01/2011 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı yapılan yargılama sonucunda Mersin 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 15/09/2011 tarihli, 2011/63 esas ve 2011/700 karar sayılı kararı ile TCK"nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği,
2- Sanık hakkındaki denetimli serbestlik dosyasının yükümlülük ihlali nedeniyle kapatılması üzerine Mersin 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 21/03/2013 tarihli, 2011/63 esas ve 2011/700 sayılı ek kararı ile sanık hakkında TCK"nın 191/1, 62, 53. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezasına hükmedildiği, hükmün temyiz edilmeksizin 10/04/2013 tarihinde kesinleştiği,
3- Mersin Cumhuriyet Bavsavcılığı"nın 12/11/2014 tarihli yazısı ile 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun uyarınca hükümlünün durumunun yeniden değerlendirilmesi isteminde bulunularak, uyarlama talep edildiği,
4- Uyarlama istemi üzerine, Mersin 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nce, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, hükümlünün bu eylemi, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği hususunda herhangi bir araştırma yapılmaksızın, 14/11/2014 tarihli, 2011/63 esas ve 2011/700 karar sayılı ek karar ile 6545 sayılı Kanun"un uygulanma koşullarının dosyada bulunmadığı gerekçesi ile "uyarlanmasına yer olmadığına ve infazın devamına" karar verildiği, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu verilen söz konusu kararın, 24/11/2014 tarihinde tebliğinden sonra itiraz edilmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "1- Mersin 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 21/03/2013 tarihli ve 2011/63 esas, 2011/700 sayılı ek kararı yönünden;
Sanık ... hakkında 10/01/2011 tarihli eylem nedeniyle Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 13/01/2011 tarihli, 2011/285 sayılı iddianamesi ile TCK"nın 191/1, 53 ve 58. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemi ile kamu davası açıldığı,
Sanığın yargılanması sonucunda Mersin 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 15/09/2011 tarihli, 2011/63 esas ve 2011/700 sayılı kararı ile TCK"nın 191/2. maddesi uyarınca hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, 06/10/2011 tarihinde tebliğinden sonra itiraz edilmeksizin 14/10/2011 tarihinde kesinleştiği,
Sanık ... hakkında Kocaeli Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından yürütülen dosya kapsamında, tedavi tedbirinin infazı için sevk edildiği hastane tarafından düzenlenen 05/01/2012 tarihli raporda "sanığın tedavisine gerek olmadığı, denetimli serbestlik tedbirinin infazının Müdürlükçe sürdürülmesi gerektiği" yönünde kanaat bildirildiği, bunun üzerine denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlandığı, 20/03/2012 tarihinde sanığın, tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumundan tahliye edilmesi üzerine, dosyasının yerleşim yeri itibari ile yetkili Bingöl Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"ne gönderildiği ve ... Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından denetimli serbestlik tedbirinin infazına devam edildiği, sanığın kendisine önceden bildirildiği halde, 09/07/2012 tarihli bireysel görüşmesine mazeret bildirmeksizin katılmaması üzerine düzenlenen 08/08/2012 tarihli uyarı yazısının 04/09/2012 tarihinde tebliğ edildiği ve sanığın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde Müdürlüğe başvurmaması gerekçe gösterilerek, uyarıya rağmen ikinci kez ihlalde bulunduğundan bahisle infaz dosyasının kapatılmasına karar verilmiş ise de, denetim planında, uyarı yazısında ve uyarı yazısının gönderildiği tebliğ mazbatasında, "Tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvurması gerektiğine" dair herhangi bir ihtarat bulunmadığının anlaşılması karşısında, sanığın denetimli serbestlik yükümlülüğünün ihlalinden söz edilemeyeceği gözetilmeden, infazın kaldığı yerden devamına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- Mersin 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 14/11/2014 tarihli ve 2011/63 esas, 2011/700 sayılı ek kararı yönünden;
Mersin 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 14/11/2014 tarihli ek kararıyla, 6545 sayılı Kanun ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçuna ilişkin iki lehe düzenleme getirildiği, bir tanesinin eylemin denetimli serbestlik esnasında uyuşturucu kullanımına ilişkin olması halinde suç değilde tedavi ve denetimli serbestliğin ihlali olduğu, diğerinin de daha önce tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış sanıklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi gerektiği, her iki ihtimalin de dosyada bulunmadığından bahisle hükmün uyarlanmasına yer olmadığına ve infazın devamına karar verilmiş ise de;
Mersin 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 21/03/2013 tarihli ek kararından sonra, 28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 68. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191. maddesinin yeniden düzenlendiği, yapılan değişikliklere göre,
Sanığın bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı Kanun"un 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”,
Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı Kanun"un 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun"un geçici 7. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”,
Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulandıktan sonra, yükümlülüklerini ihlal ettiği iddia edilen sanık hakkında, 6545 sayılı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrası uyarınca, yargılamaya devam olunarak, suç tarihi itibarıyla, TCK"nın 191. maddesi çerçevesinde bir karar verilmesinde zorunluluk bulunduğu,
Somut olayda sanığın denetim serbestlik yükümlülüğünü ihlal ettiğinden dolayı tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kaldırılarak hapis cezasına hükmolunduğu, deneme süresi içerisinde uyuşturucu madde kullanmasından dolayı açılmış ayrı bir dava olmadığı, aynı eylemden dolayı yapılan yargılamanın devamı niteliğinde olduğu, bu durumda bu suç nedeniyle tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulandıktan sonra, yükümlülüklerini ihlal eden sanık hakkında, 6545 sayılı Kanun ile değişik 191/9. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanabileceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmemiştir." denilerek, Mersin 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 21/03/2013 tarihli ve 2011/63 esas, 2011/700 sayılı ek kararı ile Mersin 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 14/11/2014 tarihli ve 2011/63 esas, 2011/700 sayılı ek kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Mersin 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 14/11/2014 tarihli ve 2011/63 esas, 2011/700 sayılı ek kararına karşı daha önce Adalet Bakanlığı"nın 09/04/2017 tarihli yazısı ile kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu ve dosyanın gönderildiği Yargıtay 20. Ceza Dairesi"nin 01/06/2017 tarihli, 2017/1267-3566 sayılı kararı ile, aynı dosya kapsamında yer alan Mersin 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 21/03/2013 tarihli ve 2011/63 esas, 2011/700 sayılı ek kararına karşı da kanun yararına bozma talebinde bulunulup bulunulamayacağının takdiri için, dosyanın incelenmeksizin mahalline iade edildiği anlaşıldığından, 6572 sayılı Kanun ile değişik Yargıtay Kanunu"nun 27. maddesi hükmü ile Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu"nun 20.01.2017 tarih ve 2017/1 sayılı kararının Yargıtay Ceza Daireleri İş Bölümü Ortak Hükümler 4. maddesinde yer alan "Ceza Daireleri, yürürlük tarihinden önce kendisine gelen ve daha önceden gelip de bozma ya da her ne suretle olursa olsun daire dışına gönderilen işleri sonuçlandırır." hükmüne göre, işin incelenmesi Yargıtay 20. Ceza Dairesi"ne ait olmakla Dairemizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.
D) Karar:
Açıklanan nedenlere göre; kanun yararına bozma talebinin incelenmesi Yargıtay 20. Ceza Dairesi"nin görevine girdiğinden, Dairemizin GÖREVLİ OLMADIĞINA, dosyanın görevli Yargıtay 20. Ceza Dairesi"ne GÖNDERİLMESİNE, 25.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.