1. Hukuk Dairesi 2020/642 E. , 2021/2615 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulü, kısmen reddine ilişkin verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali- tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, murisleri olan babaları ..."ın davaya konu 16 parça taşınmazını mirastan mal kaçırmak amacıyla ölünceye kadar bakım akti şeklinde düzenlenen resmi akitte davalı oğluna temlik ettiğini, işlemin muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali-tescile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, murisin bakıma muhtaç olması nedeniyle taşınmazlarını temlik ettiğini, mal kaçırma iradesi bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, Dairece “ dava konusu taşınmazlarla ilgili olarak murisin yaptığı temliklere ilişkin resmi akit tablolarının ve taşınmazların tapu kayıtlarının muristen itibaren tüm tedavülleriyle birlikte getirtilmesi; murisin başkaca taşınmazları bulunup bulunmadığının taraflardan da sorulmak suretiyle araştırılması, varsa kayıtlarının istenmesi; ondan sonra, yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde araştırma ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki bozma ilamına uyan mahkemenin bozma gereklerine uygun araştırma yapmak ve sonucuna uygun karar vermek yükümlülüğü vardır. Bu durumda bozmaya uyulmakla taraflar lehine usuli kazanılmış hak doğacağından artık mahkemece bozma gereklerini yerine getirme zorunluluğu doğar.
Bilindiği gibi; mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
Somut olayda mahkemece murise ait taşınmaz kayıtları dosyaya getirilmiş ancak bu taşınmazlardan dava dışı olanların temlik tarihindeki değerleri ile ölünceye kadar bakma akti ile devredilen 6 adet taşınmazın temlik tarihi itibariyle değeri belirlenerek temlik edilen taşınmazların tüm mamelekine oranı araştırılmadan sonuca gidilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun(HMK) 125/1. maddesi "Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:
a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.
b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür." hükmünü içermektedir. Anılan düzenleme, kendiliğinden (re"sen) gözetilmesi zorunlu bir usul kuralı olup, mahkemece davacı tarafa seçimlik hakkı hatırlatılarak davayı ne şekilde sürdüreceği sorulmalı ve sonucuna göre işlem yapılmalıdır.
Somut olayda, davalıya ölünceye kadar bakma akti ile devredilen 211 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 17.11 2016 tarihinde davalı tarafından dava dışı 3. bir kişiye, ondan da yine dava dışı başka bir 3. kişiye satış yoluyla temlik edildiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, yargılama sırasında 3. kişiye devredilen 211 ada 10 parsel sayılı taşınmaz yönünden HMK’ nun 125. maddesi gereğince davacılara seçimlik hakkının sorularak sonucuna uygun işlem yapılması, halen mirasbırakan adına kayıtlı bulunan taşınmazların, keşfen değeri belirlenerek ölünceye kadar bakma akti ile temlik edilen taşınmazların, mirasbırakanın tüm mamelekine oranının belirlenmesi, bunun makul karşılanabilecek sınırda kalıp kalmadığının değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Davalının açıklanan nedenlerle yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile kararın BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.