Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının tarımsal sulama abonesi olduğunu, davalı DEDAŞ tarafından 24.10.2011 tarihinde gönderilen fatura ile davacıdan 1.733.749.40 TL elektrik bedelinin tahsilinin talep edildiğini bu miktarın abone için hayatın olağan akışına aykırı olacak şekilde fazla olduğunu belirterek, faturanın iptali ile, borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı vekili cevabında; faturadan haberdar olduklarında faturayı iptal ettiklerini beyan etmiştir. Mahkemece; dava açıldıktan sonra davaya konu faturanın davalı tarafından iptal edilmesi nedeniyle davanın konusu kalmadığından bahisle, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı lehine 1.200 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 20.05.2014 tarih, 2014/3524 Esas – 7780 Karar sayılı ilamı ile davacı lehine nisbi vekalet ücretine karar verilmesi gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuş, mahkemece; bozma ilamına uyulmasına karar verilmesinden sonra, 18.11.2014 tarihli 2. kararında 15.599.80 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsiline ilişkin karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davada, haksız olarak davacıya tahakkuk edilen 1.733.749.40 TL."lik elektrik faturasının iptali ile davacının borçlu olmadığını tespiti talep edilmektedir. Davalı ise 20.11.2011 tarihli 4.celsede, faturadan haberdar olduklarında faturanın iptaline karar verildiğini beyan etmiştir. Uyuşmazlık, vekalet ücretinin miktarı konusunda toplanmaktadır. Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT."nin 6.maddesinde; “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur.” 12.maddesinde ise; “Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla, Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir” hükmü getirilmiştir. Bu durumda, mahkemece; yukarıda açıklanan usul ve yönteme göre AAÜT"nin üçüncü kısmında belirlenen oranlarda vekalet ücretinin hesaplanarak davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.