Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklının genel haciz yoluyla başlattığı her iki icra takibinde borçluya tebliğ olunan örnek 49 no"lu ödeme emrinin tebligat işlemleri usulsüz ise de; Tebligat Kanunu 32/1.maddesi gereğince muhatap tebliğe muttali olmuş ise tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile tebligat muteber sayılır.
Somut olayda borçlu icra mahkemesine başvurusunda tebligatlardan 08.09.2006 tarihinde haberdar olduğunu beyan etmiştir. Takibin şekli itibariyle 15.09.2006 tarihinde icra dairesine itiraz eden borçlunun bu tarihten sonra 19.09.2006 tarihinde tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin icra mahkemesine başvurusu ise (08.09.2006 öğrenme tarihine göre) yasal 7 günlük süreden sonra olup, istemin süre aşımından reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığı gibi kabule göre de, şikayete konu her iki takip dosyasına da tebligat aynı şekilde yapıldığı halde yanlız 2006/2102 sayılı takip dosyasındaki usulsüz tebligat başvurusu hakkında karar verilmesi ile yetinilmesi de isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 02.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.