Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2114
Karar No: 2018/11405
Karar Tarihi: 21.06.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/2114 Esas 2018/11405 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2018/2114 E.  ,  2018/11405 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar ... ve ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakan ..."ın, ... ada ..., ..., ... ada ..., ... ada ..., ... ada ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ada ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... , ... ada ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ada ..., ..., ..., ... parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu ..."ye, ... ada ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... , ... ada ..., ... ada ..., ... ada ..., ..., ..., ... ada ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ada ..., ..., ..., ..., ... ada ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...ada ... parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu ..."e, ... ada ..., ..., ... ada ..., ... ada ..., ... ada ..., ... ada ... parsel sayılı taşınmazlarını ise davalı oğlu ..."ya satış suretiyle devrettiğini, anılan temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmesini istemişler, davacı ... aşamada davalı ..."ya karşı açtığı davadan feragat etmiş, davacı ... yargılama aşamasında ölmüş ve mirasçıları yargılamaya devam etmişlerdir.
    Davalılar, devirlerin bedel karşılığında yapıldığını, mirasbırakanın davacılara da taşınmaz verdiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, mirasbırakanın davalı ..."ya yaptığı satışta davacı ..."nin vekil sıfatı ile katıldığı ve davacı ..."ın da ..."ya karşı açtığı davadan feragat ettiği gerekçesiyle ... aleyhine açılan davanın reddine, davalılar ... ve ... bakımından muvazaa iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ..."ın 23.12.1998 tarihinde ... ada ... parsel sayılı taşınmazın tamamı ile, ... ada ... sayılı parseldeki 72/288 payını davalı ..."e, ... ada ... sayılı parseldeki 720/2880 payı ile ... ada ... sayılı parseldeki 8/16 payını davalı ..."ye, 09.01.2001 tarihinde ... ada ... parsel sayılı taşınmazı davalı ..."ye, 13.12.2002
    tarihinde ... ada ... sayılı parseldeki 288/1152 payını davalı ..."e, 18.08.2006 tarihinde ise ... ada ... sayılı parseldeki 177/2400 payını, ... ada ... sayılı parseldeki1167/2400 payını, ... ada ..., ... ada ..., ... ada ..., ... da ... sayılı parsellerdeki 6/192"şer payını davalı ..."ya satış suretiyle devrettiği, anılan taşınmazların birden fazla kez imar gördüğü, 18.08.2006 tarihli resmi senette mirasbırakanı davacı kızı ..."nin temsil ettiği, 1917 doğumlu mirasbırakan ..."ın 29.01.2008 tarihinde öldüğü ve geriye davacı kızları ..., ... ile davalı oğulları ..., ..., ... ve dava dışı kızı ..."nin kaldıkları, davacı ..."nin de yargılama aşamasında ölümü ile geriye eşi ... ve çocukları ..., ..., ... ve ..."in kaldığı anlaşılmaktadır.
    Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan muvazaa iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. HMK 190. madde ve TMK 6. madde hükümleri gereğince herkes iddiasını ispatla mükelleftir.
    Somut olaya gelince; mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle terekesinden para çıkmadığı, 09.09.2002 tarihli ve “senettir” başlıklı mirasbırakanın parmak izi bulunan belgede mirasbırakan ..."ın dava dışı ... ada ... ve ... ada ... parsel sayılı taşınmazlarda davacı kızlarına yer verdiği, 15.1988 tarihli “anlaşma senedidir” başlıklı mirasbırakan ile davacı ..."nin imzası bulunan belgede davacı ..."nin ada/parsel numarası belirtmeden “Solik mevkiinde” bulunan taşınmazda babasının kendisine yer verdiğini, babasından başkaca isteği olmayıp hak iddia etmeyeceğini belirttiği, ayrıca dava dışı mirasçı ..."nin ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/202 E sayılı dosyasında aynı davalılara karşı aynı taşınmazlar için açtığı davanın 27.07.2009 tarihli celsesinde davalı tanığı olarak dinlenen eldeki davanın davacısı ..."nin imzalı beyanında “davacı ablamdır davalılar ise kardeşlerimdir, babamın bir geliri yoktu. Yerlerini satarak geçiniyordu, yerlerini babam davalı kardeşlerime sattı, davalı
    kardeşlerimin durumları iyidir, babam bizlere yerimi siz alın satacağım diyordu. Bizler de yani ben dava konusu yerler o zaman değerli olmadığı için almak istemedim, kardeşlerimiz satın aldı. hatta babam bana yer de vermişti, ayrıca babam tüm malını satmadı, yine bizlere yer kaldı. Ben davalı kardeşlerimin babama para vererek yer satın aldıklarını iyi biliyorum, yani babam yerlerini kardeşlerime sattı, babam ayrıca bizler dışında başkalarına da çok yer sattı. Çünkü paraya ihtiyacı vardı” dediği ve bu beyanın mahkeme dışı ikrar niteliğinde olduğu ve tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde mirasbırakanın davalılara yaptığı devirlerin muvazalı ve mal kaçırma amaçlı olmayıp gerçek satış olduğu sonucuna varılmaktadır.
    Hal böyle olunca, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
    Davalılar ... ve ..."in yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi