Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/2152
Karar No: 2015/1340

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/2152 Esas 2015/1340 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2013/2152 E.  ,  2015/1340 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Elazığ 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 26/03/2013
    NUMARASI : 2013/16-2013/184


    Taraflar arasındaki “manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Elazığ 2. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 05.04.2011 gün ve 2009/138 E., 2011/117 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 20.09.2012 gün ve 2011/9973 E., 2012/13224 K. sayılı ilamı ile;
    (...Dava; haksız eylem nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istem reddedilmiş, karar; davacı tarafından temyiz olunmuştur.
    Davacı, davalı ile yaptıkları telefon görüşmesinin davalı tarafından rızası dışında kayda alınarak internet ortamında yayıldığını, böylelikle haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğini, davalı hakkında şikayetçi olduğunu beyan ederek uğradığı zararın ödetilmesini istemiştir.
    Davalı, davaya konu edilen telefon görüşmesinde davacının kendisine yönelik küfür ve tehdit içerir beyanlarda bulunduğunu, durumu tespit etmek için kayda aldığını, davacı hakkında şikayetçi olduğunu, konuşma metninin kendisi tarafından basına sızdırılmadığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Yerel mahkemece, davacı ile davalı arasındaki telefon görüşmesinde davacının davalıya yönelik sarf ettiği küfür ve tehdit beyanlarının yayılması nedeni ile küçük duruma düştüğü, davacının kendi hareketi ile neden olduğu durumdan dolayı tazminat isteminde bulunamayacağı kabul olunarak istem reddedilmiştir.
    Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davalı hakkında davacı ile olan telefon görüşmesini kayda alarak haberleşme hürriyetinin gizliliğini ihlal ettiği gerekçesi ile kamu davası açıldığı ve derdest olduğu anlaşılmaktadır.
    Borçlar Yasası"nın 53. maddesi gereğince ceza mahkemesinin beraat kararı, hukuk yargıcı yönünden bağlayıcı değilse de ceza mahkemesince belirlenecek maddi olgular hukuk yargıcı yönünden de bağlayıcıdır.
    Şu durumda mahkemece, davalının haberleşme hürriyetinin gizliliğini ihlal eylemi nedeni ile yargılandığı kamu davasının sonuçlanması beklenerek, tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmek üzere kararın bozulması gerektirmiştir...)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, haksız eylem nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir.
    Yerel mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yazılı gerekçeyle bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    Direnme kararını, davacı vekili temyize getirmiştir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun 53.maddesi (TBK. m. 74) gereğince davalının haberleşme hürriyetinin gizliliğini ihlal eylemi nedeniyle yargılandığı ceza davasının sonucunun beklenilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
    Öncelikle, ceza mahkemesi kararlarının hukuk davasına etkisi, diğer bir deyişle; ceza mahkemesinin hangi kararlarının hukuk mahkemelerini bağlayacağı konusu üzerinde durulmasında yarar vardır:
    Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesine (davasına) etkisi, hukukumuzda mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu (BK)’nun 53.maddesinde; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun m. 74 düzenlenmiş olup; hukuk hakimi, ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında ilke olarak bağımsız kılınmıştır.
    Bu ilke, ceza kurallarının kamu yararı yönünden bir yasağın yaptırımını; aynı uyuşmazlığı kapsamına alan hukuk kurallarının ise, kişi ilişkilerinin Medeni Hukuk alanında düzenlenmesi ve özellikle tazmin koşullarını öngörmesi esasına dayanmaktadır.
    818 sayılı BK’nun “Ceza Hukuku İle Medeni Hukuk Arasında Münasebet” başlıklı 53.maddesinde;
    “Hakim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin faili temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkamiyle bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraet karariyle de mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez.”
    hükmü yer almakta olup, benzer düzenlemeye 6098 sayılı TBK’nun 74.maddesinde de yer verilmiştir.
    Bu açık hüküm karşısında ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Ancak, hemen belirtilmelidir ki, gerek öğretide ve gerekse Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hakiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.01.1975 gün ve E:1971/406, K:1975/1; 23.01.1985 gün ve E:1983/10-372, K:1985/21; 27.04.2011 gün ve E:2011/17-50, K:2011/231 sayılı ilamları).
    Vurgulamakta yarar vardır ki, hukuk usulü bir şekil hukukudur. Davanın açılması, itirazların ileri sürülmesi, tanıkların ve diğer delillerin bildirilmesi belirli süre koşullarına bağlı kılındığı gibi, ikinci tanık listesi verilememesi, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı gibi, yargılamanın süratle sonuçlandırılması gayesi ile belirli kısıtlamalar getirilmiştir. Bunun sonucunda, hukuk hakimi şekli gerçeği arayacak, maddi gerçek öncelikli hedef olmayacaktır. Ancak ceza hakimi bunun tersine öncelikli hedef olarak maddi gerçeğe ulaşmaya çalışacaktır. O halde ceza mahkemesinin maddi nedensellik bağını (illiyet ilişkisi) tespit eden kesinleşmiş hükmünün hukuk hakimini bağlamasına, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 53.maddesi bir engel oluşturmaz (HGK"nun 16.09.1981 gün E:1979/1-131, K:1981/587; 27.04.2011 gün ve E:2011/17-50, K:2011/231 sayılı ilamları; Mustafa Çenberci, Hukuk Davalarında Kesin Hüküm, 1965, s. 22 vd).
    Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına ve öğretideki genel kabule göre, maddi olgunun tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararı hukuk hakimini bağlar. Ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir (HGK"nun 11.10.1989 gün ve E:1989/11-373, K:472; 27.04.2011 gün ve E:2011/17-50, K:2011/231 sayılı ilamları).
    Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
    Davacının şikayeti üzerine, davalının ‘haberleşmenin gizliliğini ihlal etme’ suçundan dolayı Karakoçan Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/114 E. sayılı dosyasında yargılandığı ve davanın derdest olduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere 818 sayılı BK.’nun 53.maddesi gereğince ceza mahkemesince belirlenecek maddi olgular hukuk hakimini bağlayacağından, mahkemece, ceza davasının sonucunun beklenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma ilamında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 13.05.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi