23. Hukuk Dairesi 2015/5315 E. , 2016/3346 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali ve üyeliğin tespiti davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmadığından incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatife 19.06.1997 tarihinde üye olduğunu ve 16.01.2004 tarihinde 6 no"lu bağımsız bölümün müvekkiline teslim edildiğini, müvekkilinin bu işyerini 18.11.2004 tarihinde kiraya verdiğini ancak, davalının müvekkilini sürekli oyaladığını, daha sonra müvekkilinin haricen kendisinin kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğini duyduğunu ileri sürerek, ihraç kararının iptaline ve müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve dosya kapsamına göre; davacı tarafça ihraç kararının iptali ile ilgili davasının hakdüşürücü süre içinde açılmadığı, sonrasında tekrar üyeliğe zımnen kabulünün de söz konusu olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif üyeliğinden ihraca ilişkin kararın iptali ve üyeliğin tespiti istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 16. maddesinde çıkarma kararının, ortağa tebliğinden itibaren üç ay içinde iptali için dava açılmaması halinde bu kararın kesinleşeceği hükme bağlanmıştır. Dava açmaya ilişkin bu süre, hak düşürücü niteliktedir. Mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Ancak, sürenin başlayabilmesi için kararın tebliği zorunludur. Bu tebliğin noter kanalıyla da yapılması şart değildir. Ortağın haricen öğrenmesi, hatta kararın yüzüne karşı verilmesi sonuca etkili bulunmamaktadır. Süre her halükarda tebliğden başlamaktadır. Bu hususta çekişme olduğu takdirde tebliğin yapıldığını ihraç kararı veren kooperatif ispat etmek durumundadır. Tebliğ yapılmaması veya usulsüz tebliğ halinde hak düşürücü sürenin başladığından bahsetmek mümkün değildir.
7201 sayılı Tebligat Kanun’nun 21. maddesine göre yapılan tebliğ işleminde, kendisine tebligat yapılacak kimse veya muhatap adına tebligatı kabul edebilecek olanlardan hiçbirisinin gösterilen adreste bulunmaması veya tebligattan kaçınmaları halinde, tebliğ memurunun ne şekilde davranacağı tüzüğün 28. maddesinde yazılı olup, buna göre tebliğ memurunun “ adreste neden bulunulmadığını bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtardan tahkik ederek, beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak tevsik etmesi” gerekir iken, bu kurala riayet edilmeden yapılan tebliğ işlemi geçersizdir. Somut olayda, ihraç kararı ve ihraca dayanak ihtarnameler tebliğ edilirken bu kurala riayet edilmediği( ihraç kararı tebliğinde kendisine tebligat yapılacak kimse veya muhatap adına tebligatı kabul edebilecek olanlardan hiçbirisinin adreste bulunmama nedeni anlaşılamamakta, ihtarlarda ise bulunmama nedeni araştırılıp yazılmamış) anlaşıldığından davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığının kabulü ile Kooperatifler Kanunu’nun 27. maddesine göre, davacıya borcunu bildirir ihtarlar, usulüne uygun tebliğ edilmediğinden davacı ortağa usulüne uygun yapılmış bir ihtardan söz edilemeyeceği, bu durumda ihraca ilişkin 1163 sayılı Kanun"un 27. maddesindeki şartlar oluşmadığından, davanın kabulüne karar verilmesi gerekir iken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.