17. Hukuk Dairesi 2015/7187 E. , 2018/617 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vasisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R-
Davacı vekili, davalıların zorunlu mali sorumluluk sigortacısı ve sürücüsü olduğu aracın müvekkillerinin yaya olan eş/annelerine çarparak ölümüne neden olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacıların her biri için ayrı ayrı 100,00"er TL maddi tazminatın davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, eş ... için 50.000,00 TL, çocukların her biri için 10.000,00"er TL manevi tazminatın davalı sürücü ..."dan yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, 04.01.2013 tarihli dilekçe ile, davacı ... yönünden maddi tazminat talebini 39.595,98 TL olarak ıslah etmiştir.Davalı ... şirketi vekili davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacı ... yönünden; destekten yoksun kalma tazminatı olarak 2.113.98 TL.nin olay tarihi olan 30/04/2011 tarihinden itibaren davalı ..."tan diğer davalı ... şirketinden ise sigorta poliçesi limiti ile sınırlı olmak üzere dava tarihi olan 03/06/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ..."e verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 9.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 30/04/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı ..."dan tahsili ile davacı ..."e verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... yönünden 5.000,00"er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ..."tan tahsili ile davacılara ayrı ayrı verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 100,00"er TL maddi tazminat (cenaze defin gideri olarak) istemlerinin kabulü ile; 100,00"er TL nin kaza tarihi 30/04/2011 tarihinden itibaren davalı ..."tan, diğer davalı ... şirketinden sigorta poliçesi limiti ile sınırlı olmak üzere dava tarihi olan 03/06/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..."e ayrı ayrı verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vasisi tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, trafik kazası nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.10.04.1992 gün 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasını öngörmektedir. Kısa kararda hükmedilen bir yükümlülüğünün gerekçeli kararda hüküm altına alınmamış olmasının çelişki teşkil etmediğini söylemek mümkün değildir. Yargı erkinin görev ve yetkisi Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak keza İBK"nın bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir.Tefhim edilen hüküm başka gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki İBK ile bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.Diğer taraftan 1086 sayılı HUMK.’nun 381.- 389. maddelerinde (6100 sayılı HMK m. 294-297), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK m. 297/II); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.Somut uyuşmazlıkta, yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı 13/11/2014 tarihli kısa kararında "1- Davacı ... yönünden; a)Davacı ..."in destekten yoksun kalma tazminatı olarak 2113.98 TL ile olay tarihi olan 30/04/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ... e verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, ... b) 100"er TL maddi tazminat (cenaze defin gideri olarak )istemlerinin kabulü ile; 100"er TL nin kaza tarihi 30/04/2011 tarihinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ayrı ayrı verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,” denildiği halde, gerekçeli kararda “ a)-Davacı ... in destekten yoksun kalma tazminatı olarak 2.113.98 TL ile olay tarihi olan 30/04/2011 tarihinden itibaren davalı ..."tan diğer davalı ... şirketinden sigorta poliçesi limiti ile sınırlı olmak üzere dava tarihi olan 03/06/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ..."e verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,....b)-100,00"er TL maddi tazminat (cenaze defin gideri olarak) istemlerinin kabulü ile; 100,00"er TL nin kaza tarihi 30/04/2011 tarihinden itibaren davalı ..."tan, diğer davalı ... şirketinden sigorta poliçesi limiti ile sınırlı olmak üzere dava tarihi olan 03/06/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..."e ayrı ayrı verilmesine,” şeklinde yazıldığı görülmektedir. Bu durum HMK"nin 294/3. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalı ... vasisinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre bu aşamada davalı ... vasisinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a geri verilmesine 05.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.