Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/7219 Esas 2018/615 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/7219
Karar No: 2018/615
Karar Tarihi: 05.02.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/7219 Esas 2018/615 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/7219 E.  ,  2018/615 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın reddine dair verilen hüküm, davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, 09.08.2010 tarihinde müvekkillerinin oğulları/kardeşi olan ... idaresindeki araç ile davalılardan ..."in sürücüsü bulunduğu yabancı plakalı aracın çarpışması sonucu ..."nın hayatını kaybettiğini belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile her bir davacı için ayrı ayrı 100,00"er TL maddi ve 50.000,00"er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
    Davalılar vekilleri davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davaya konu kazada davacılar murisi müteveffa ..."nın % 100 kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. maddesinin 3. fıkrası “Manevi tazminat davalarında, davanın tamamının reddi durumunda, avukatlık ücreti tarifenin ikinci kısmının, ikinci bölümüne göre hükmolunur” şeklindedir. Bunun yanında davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak her bir davacı yönünden reddedilen tazminat miktarına göre kendisini vekille temsil ettiren davalılar lehine vekalet ücreti taktir edilmesi gerekmektedir. Somut olayda her bir davacının manevi tazminat istemleri tümden reddedilmiş olması bakımından kendisini vekille temsil ettiren davalılar lehine, davacılar sayısınca maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken yazılı şekilde ayrı ayrı nispi vekalet ücreti takdir edilmesi doğru görülmemiştir.Ne var ki, bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK’nin geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HMUK’nin 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 4.ve 5. bentlerinin çıkarılarak yerine 4. bent olarak "Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden AAÜT 10/3 maddesi gereğince herbir davacı için 1.500,00 TL olmak üzere toplam 4.500,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan eşit olarak alınıp davalılara verilmesine" ibaresinin yazılmasına, bent numaralarının yapılan değişikliğe uygun olarak yeniden teselsül ettirilmesine ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 05/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.