21. Hukuk Dairesi 2015/5893 E. , 2016/1622 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İŞ) Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre, davalı Kurum, davalı ... ve davalı ...’ın tüm temyiz itirazlarının reddi ile, davalı ... ve davalı ...’nın aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 25.09.2001-24.04.2009 tarihleri arası davalı işveren nezdinde geçen ve Kuruma eksik bildirilen çalışmaların tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına davalı ... ve davalı ...’ın babası ... adına kayıtlı olan tarım işletmesi mahiyetinde ki 394405 s.s. numaralı işyerinden 1.4.1999-25.9.2001 tarihleri arasında aralıksız bildirim olduğu, 24.4.2009 tarihinde itibaren Kurumun resen tescil kapsamına aldığı davalı ... ve davalı ... adına kayıtlı 1102147 s.s. numaralı işyerinden bildirim yapıldığı, aradaki boşluk olan dönemin davacı tarafından talep edildiği ve dinlenen tanıkların davacının çalışmasını doğruladığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece davacının çalışması sabit olduğu için kısmen kabul edilmesi yerinde ise de, bütün davalıların işveren olarak kabul edilip hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; davalı ...’nın işveren konumunda olmadığı, sadece yapılan işin özelliğine göre eşi ... adına vekaleten iş yaptığı ve ...’nın konumunun eşe yardım niteliğinde kaldığı göz önünde bulundurularak, ...’nın mirasçıları yönünden davanın reddine diğer davalılar yönünden ise davanın kabulüne karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum, davalı ... ve davalı ...’ın tüm temyiz itirazlarının reddi ile, davalı ... ve davalı ...’nın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan ..."a ve ... "a yükletilmesine , aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden ..."ya iadesine
11/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
CC