Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2014/17220 Esas 2015/2996 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/17220
Karar No: 2015/2996
Karar Tarihi: 12.03.2015

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2014/17220 Esas 2015/2996 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2014/17220 E.  ,  2015/2996 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 14/05/2014
    NUMARASI : 2013/369-2014/268

    Davacı M.. A.. vekili Avukat Abdullah tarafından, davalı G.. A.. aleyhine 12/06/2013 gününde verilen dilekçe ile davalının haksız eylemi nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 14/05/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece zamanaşımı nedeniyle davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, davalının "seni pişman edeceğim, mahvedeceğim" gibi sözlerle kendisini tehdit ettiğini ve "siz bunun ne adi herif olduğunu bilemezsiniz" sözleriyle hakaret ederek, kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu belirterek; manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
    Davalı, zamanaşımı def"inde bulunmuş ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Zamanaşımı, bir talep ve dava hakkının kanunda belirtilen süre içinde kullanılmaması halinde, usul hukukunca öngörülen şekilde ileri sürülmek koşuluyla borçluya borcunu ödememe olanağı veren bir hukuki savunma yoludur. Usul hukuku anlamında ise bir def"idir. Savunmanın genişletilmesi yasağının başladığı ana kadar ileri sürülebilir. Bu bakımdan, zamanaşımı def"inin, cevap ve ikinci cevap dilekçesi ile (dilekçeler aşamasında) serbestçe, ön inceleme aşamasında ancak karşı tarafın açık muvafakati ile, ön inceleme duruşmasına karşı tarafın mazeretsiz gelmemesi durumunda ise onun muvafakati aranmadan ileri sürülmesi mümkündür. Ön inceleme aşamasından tahkikat aşamasına geçildikten sonra ileri sürülmesi ise mümkün değildir, aksi halde, davacının da buna karşı savunmanın genişletildiğini ileri sürerek karşı koyma hakkı vardır. Ancak davalı, davacının açık muvafakati veya ıslah yoluyla yargılamanın bitimine (hüküm verilinceye) kadar zamanaşımı def"inde bulunabilir (HMK m.141).
    Dosya kapsamından, davalıya dava dilekçesinin 19/09/2013 tarihinde tebliğ edildiğini, cevap dilekçesinin 17/12/2013 tarihinde verildiği ve bu kapsamda davalının süresinden sonra zamanaşımı defini ileri sürdüğü ve davalının cevap dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Dilekçenin süresi içerisinde verilmemesi nedeniyle dilekçeler aşamasının sona erip ön inceleme aşamasına geçildiğinin kabulü gerekir. Bu aşamada davalının süresi içerisinde sunulmayan cevap dilekçesiyle ileri sürdüğü zamanaşımı define davacının açık muvafakati yoktur. Bu durumda zamanaşımı defi nazara alınamaz. O halde, süresinden sonra ileri sürülen zamanaşımı savunmasının reddiyle, işin esasının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.