17. Hukuk Dairesi 2015/5871 E. , 2018/608 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili ile katılma yolu ile davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirkete kasko sigortalı aracın 13.10.2007 tarihinde... Deresi"nin taşması sonucu hasarlandığını, derenin ıslah çalışmasını yürüten davalının zarardan sorumlu olduğunu, hasar bedelinin davacı tarafından ödendiğini ileri sürerek, 13.800,00 TL. tazminatın (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, müvekkili şirketin dere ıslah işini yapılan ihale sonucu üstlendiğini, aşırı yağış nedeniyle derenin taştığını, meydana gelen hasarda müvekkilinin kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını bildirerek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 16.09.2013 tarihli bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, ...29. İcra Müdürlüğü"nün 2013/24539 Esas sayılı dosyasıyla tahsilde tekerrür olmamak koşuluyla davacı ... şirketince yapılan ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili ile katılma yolu ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, aynı olaya ilişkin Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2010/8610 E.,2010/10844 K. sayılı, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 2010/3380 E.,2010/6319 K. sayılı kesinleşen ilâmlarıyla, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin 2011/14531 E., 2012/21553 K. sayılı, 2011/13335 E., 2013/80 K. sayılı ilamları ve Dairemizin yine aynı olaya ilişkin değişik tarihli dosyalarında yapılan temyiz incelemeleri üzerine verilen kararlarda davalı yüklenici şirketin zarardan sorumlu olduğunun kabul edilmiş olmasına ve idare mahkemesince verilen kararın idareye başvuru tarihinden itibaren yasal faizi kapsadığı, oysa davacı sigortacının yüklenici davalı şirketten dava dışı sigortalısına ödeme yaptığı tarihten itibaren ticari faiz talep edebilecek olmasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin katılma yolu ile temyiz itirazları yönünden; mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle davacının faiz talebi yönünden bir karar verilmiş ise de, hüküm fıkrasının infaza elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.
6100 Sayılı HMK"nun 297/2. maddesi "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan yasal düzenlemenin de gereği olarak mahkemece verilen hükmün, infazda tereddüt yaratmayacak mahiyette olması gerekmektedir. Bu itibarla, davacı alacağının dava dışı İdareler tarafından ödendiği anlaşılmakla, davalıdan tahsili istenilen ticari faizin uygulanacağı asıl alacak ile faiz başlangıç tarihinin, infaz aşamasında tereddüt uyandırmayacak şekilde hüküm fıkrasında belirtilmemesi, doğru olmayıp bozma sebebi ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK"nın geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 Sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının (2) nolu bendindeki "...şirketince” kelimesinden sonraki ibarelerin tamamının hüküm fıkrasından çıkartılmasına, yerine; “04.12.2007 tarihinde ödemesi yapılan 13.800,00 TL.nin avans faizinin (ödeme tarihinden itibaren işleyecek) davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ibaresinin eklenmesine ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 8,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 05/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.