Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/6093
Karar No: 2016/1265

Taksirle yaralama - Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2015/6093 Esas 2016/1265 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2015/6093 E.  ,  2016/1265 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : . Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Taksirle yaralama


TÜRK MİLLETİ ADINA

1-Sanık .. hakkında verilen beraat kararının gerekçesine yönelmeyen müdafiinin temyiz isteminin CMUK"nun 317. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
2-Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık. mağdur . yönelik eyleminin sübutu kabul, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanık . hakkında kasten yaralamaya yardım suçu yönünden elde edilen delillerin hükümlülüğüne yeter derece ve nitelikte bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre bozmaya uyalarak verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık . müdafiinin teşdit sebebi bulunmadığına, vesaireye, katılanın eksik ceza verildiğine, sanık. yönünden sübuta, vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle;
A-Sanık.. hakkında kurulan beraat hükmünün tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA,
B-Sanık.. hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde ise;
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; polis memuru olan sanık . olay günü kendisine ait motosikletin evinin önünden çalınması nedeni ile resmi mercilere başvuru yaptıktan sonra kendisi gibi polis memuru olan sanık . temin ettiği motosiklet ile çalınan motosikletini aramaya başladığı, Mehmet"in kullandığı motosikletin arka kısmına. oturduğu, araştırma sırasında . kaybettiği motosikletin . tarafından kullanıldığını gördükleri, motosiklette . arkasında sırasıyla . ve mağdur . oturduğu, sanığın "dur polis" şeklinde ikazda bulunması ve havaya 2 el ikaz atışı yapmasından sonra, . motosikletin hızını artırarak kaçmaya çalıştığı, bu sırada hedef gözettiği yönünde yeterli delil bulunmayan sanığın rastgele ateş etmesi sonucu mağdurun sırt bölgesi skapula altından isabetle yaralandığı anlaşılan olayda;
a-Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun Ek 4 ve 16. maddeleri kapsamında TCK.nun 24. maddesinin uygulanma olanağı bulunmadığı, sanığın özel iş kapsamında çalınan motosikleti aramaya çıktığı nazara alındığında takip ettiği motosiklette bulunan mağdurun isabet alıp yaralanabileceğini öngermesine rağmen kayıtsız kalarak rastgele yaptığı atış üzerine isabet alan mağdurun yaralanması fiilini olası kast altında işlediği ve TCK"nun 86/1-3-e, 87/2-a, 21/2, 62 maddelerine göre cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu TCK"nun 27. maddesine yer verilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
b-Çalınan motosikletin sanık . değil . ait olması, kaçmakta olan motosikleti kullanan . ve hemen arkasında oturan. nitelikli hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçundan mahkum olmalarına karşın mağdur . diğer sanıklarla tesadüfen karşılaşarak motosiklete bindiği yönündeki savunmasına itibar edilerek verilen beraat hükmününün Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 23.12.2013 tarih ve 2012/25777 Esas-2013/40804 sayılı kararıyla zamanaşımı yönünden bozularak davaların düşmesine karar verilmesi karşısında mağdurdan kaynaklanan sanık . yönelen ve haksız tahrik teşkil edecek söz ve eylem bulunmadığı halde TCK"nun 29. maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve katılan . sair temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, 15/03/2016 gününde A ve B-b bentleri yönünden oy birliğiyle, B-a bendi yönünden üye. mahkemenin suç vasıflandırmasının doğru olduğu yönündeki karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
TCK"nun 24. maddesinde düzenlenen ve hukuka uygunluk nedenlerinden birini oluşturan kanun hükmünü ve amirin emrini yerine getirme, hukuka aykırılığı ortadan kaldırıp, eylemi hukukun meşru saydığı bir fiil haline getirmektedir. TCK. 27/1. madddesi ise ceza sorumluluğunu kaldıran nedenlerde sınırın kast olunmaksızın aşılması halinde, fiil taksirle işlendiğinde de cezalandırılabiliyorsa, taksirli suç için öngörülen suç altıda birden üçte birine kadar indirilerek cezalandırılacağı hüküm altına alınmış bulunmaktadır.
2559 Polis Vazife ve Selahiyet Yasasının 16. maddesinde Polisin;
C) Ağır cezayı müstelzim bir suçtan maznun olarak yakalanıp nezaret altında bulunan veya herhangi bir suçtan mahkûm ve mevkuf olupta tutulması veya nakil ve sevki polise emir ve tevdii olunan şahısların kaçmaları veya bu maksatla polise taarruzları halinde yapılacak ihtarlara itaat edilmemiş ve kaçmağa ve taarruza mani olmak için başka çare bulunmamışsa;
D) Muhafazasına memur olduğu mevki veya elindeki silaha yahut kendisine verilmiş veya teslim edilmiş olan karakolhane ile şahıslara karşı vuku bulacak taarruzu başka suretle defe imkan olmamışsa;
E)Ağır cezayı müstelzim ve meşhud cürüm halinde bulunan suçlarda suçlunun saklı olduğu yerin arandığı sırada o yerden şüpheli bir şahıs çıkarak kaçtığı ve dur emrine kulak asmadığı görülerek başka suretle ele geçirilmesine imkan bulunmamışsa;
F) Ağır hapsi müstelzim bir suçtan dolayı maznun veya mahküm olupta zabıtaca aranmakta olan bir şahsın yakalanmasına teşebbüs edildiği sırada kaçar ve dur emrine de kulak asmıyarak başka türlü ele geçirilmesi kabil olmazsa;
G) Vazife esnasında polise tecavüze veya karşı koymağa elverişli aletlerin ve silahların teslimi emredildiği halde emrin derhal yerine getirilmiyerek karşı gelinmesi veya teslim edilmiş silah ve aletlerin zorla tekrar alınmasına kalkışılmışsa;
H) Polisin vazifesini yapmasına yalnız veya toplu olarak fiili mukavemette bulunulmuş veya taarruzla mümanaat edilmişse;
İ) Devlet nüfuz ve icraatına silahlı olarak karşı gelinmişse;” silah kullanması yetkisinin bulunduğu belirtilmiş,
Benzer düzenlemeler, 1681 sayılı, Asayişe Müessir Bazı Fiillerin Önlenmesi Hakkındaki Yasa"nın 1 ve diğer maddelerinde de yer almıştır.
PVSK"nun Ek. 4. maddesinin 1. fıkrasında ise; “Polis, görevli bulunduğu mülki sınırlar içinde, hizmet branşı, yeri ve zamanına bakılmaksızın, bir suçla karşılaştığında suça el koymak, önlemek, sanık ve suç delillerini tespit, muhafaza ve yetkili zabıtaya teslim etmekle görevli ve yetkilidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu madde hükmüne göre polis görevli olduğu mahalli sınırlar içerisinde işlenen bir suça muttali olduğu anda zaman ve yer sınırlaması olmaksızın müdahale etme yetkisine sahip olup, suçla ilgili olarak suça elkoymuş, delilleri tesbit etmek ve ilgi makama iletmekle yükümlü olup PVSK"nun 16 ve geçici 4. maddeleri uyarınca da silah kullanmaya yetkilidir.
Her ikisi de polis memuru olan sanıklardan . motosikletinin çalınması üzerine resmi olarak şikayet yaptıktan sonra izin gününde diğer sanık . tarafından tarafından temin edilen motosiklet ile araştırmaya çıktıkları, . kullandığı motosikletin arka kısmına . oturduğu, motosikletin . tarafından kullanıldığını gördükleri, Sanık. bulunduğu motosikletin hareket halinde olduğu, mağdurun bulunduğu motosikletin de hareket halinde olup sanığın motosiklerine göre daha hızlı bir biçimde hareket etmekte olduğu ve mağdurun oluşturduğu hedefin mobil olup sabit hedef konumunda bulunmadığı, sanığın “dur polis” şeklinde ikazda bulunması ve havaya 2 el ikaz atışı yapmasından sonra . motosikletin hızını artırarak kaçmaya çalışması üzerine, . ve ortaklarını durdurmak amacıyla yaptığı atışın mağdurun sırt bölgesi skapula altından isabet ederek yaralanmasına neden olduğu olayda; 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun Ek 4. maddesine göre yer ve zaman sınırı olmaksızın bir suçla karşılaştığında suça el koyma, delillerini tespit, muhafaza ve yetkili zabıtaya teslime yetkili ve yanı zamanda görevli olan . aynı Kanunun 16. maddesine göre oluşan silah kullanma yetkisini kullanırken sınırı kast olmaksızın aştığı ve TCK"nun 24 ve 27/1 maddesi delaletiyle 89/1, 89/3-a maddelerine göre cezalandırılmasının yerinde olduğu ancak haksız tahrik hükümlerinin uygulanamayacağı düşüncesinde olduğumdan sanık . hakkındaki hükmün bozulması yönündeki çoğunluk görüşünün gerekçesine suç vasfı yönünden katılmıyorum.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi