11. Ceza Dairesi 2018/1611 E. , 2018/2728 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanıklar ... ve ... müdafii ile Sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, hükmolunan cezanın süresine göre koşulları bulunmadığından, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 318. maddesi gereğince reddine karar verildikten sonra gereği görüşüldü:
I-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklara yüklenen suçun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, temel cezayı teşdit gerekçesi, cezayı artırıcı ve azaltıcı bir sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanıklar ... ve ... müdafiileri ile sanık ..."ın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
II-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine incelenen dosya içeriğine göre sanıklar ... ve ... müdafiileri ile sanık ..."ın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Yargılama aşamasında aldırılan 04.01.2010 tarihli bilirkişi raporunda kurum zararının 70.334.00 TL olduğu, bu paradan 39.935,00 TL nin ..."a, 19.395,00 TL nin ... ..., 3.755,00 TL nin ..."e ödendiği, 5.849,00 TL nin ise kime ödendiğinin tespit edilemediğinin belirtildiği, sanıklara ödenen paralardan 34.000,00 TL nin ..., 6.000,00 TL nin ise ... tarafından 19.02.2008 tarihinde bankaya geri ödendiği, sanık ... ve ... ile müdafiilerinin savunmalarında ve temyiz dilekçelerinde kurum zararını giderdiklerini beyan etikleri, Tarım Kredi Koop. Müdürlüğü"nün 20.11.2017 tarihli cevabi yazısında kurumlarının herhangi bir zararının bulunmadığını belirttikleri, sanık ... tarafından Mucur Kaymakamlığı Mal Müdürlüğü"ne zarar miktarının sorulması neticesinde kurumun 13.11.2017 tarihli cevabi yazısında “ doğrudan gelir desteği ödemesi yönünden borç kaydınızın bulunmadığı” şeklinde cevap verildiği, sanıkların ödemeleri gereken borç miktarının tam olarak kendilerine bildirilmediği, bu nedenle yalnızca kendilerine çıkarılan tutarları bankaya ödedikleri anlaşılmakla, katılan kuruma kalan ödenmeyen zarar miktarı sorularak bu zararın sanıklar tarafından ödenmesi için kendilerine süre verilmesi zararın tamamının ödenmemesi yani kısmi ödemenin varlığı halinde kısmi ödemeye muvafakati bulunup bulunmadığı katılan kurumdan sorularak sanıklar hakkında TCK"nın 168/2 veya 168/4. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılması gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-5237 sayılı TCK"nın 5377 sayılı Yasa ile değişik 158/1-son maddesi ile uygulama yapılırken adli para cezasının maddede öngörülen 5 ila 5.000 arasında tam gün sayısı belirlenip varsa artırım ve indirim maddeleri bu gün sayısı üzerinden yapılarak bulunan sonuç gün sayısının sanığın ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak 20-100 TL arasında takdir edilecek miktar ile çarpılması suretiyle belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, doğrudan haksız elde olunan yararın iki katı esas alınmak suretiyle tayini ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
3-5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
III-Sanık ... hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
1-Sanığın savunmalarında yıl içerisinde bir çok kez bankadan para çektiğini, ... ... ve ... adına müracaatta bulunarak bunlar adına destekleme parasını almadığını, Pancar Dairesi tarafından grup başkanlığı görevi kendisine verildiği için grubunda bulunan kişilere ödeme yapmak amacıyla bankadan çesitli tarihlerde para çektiğini ancak bu kişiler adına kendisine yanlışlıkla ödeme yapılıp yapılmadığını bilmediğini, suçlamaları kabul etmediğini beyan ettiği, sanığa haksız yere ödenen paranın sanık tarafından soruşturma aşamasında bankaya iade edildiği, diğer sanıkların beyanında da sanık ... ile iştirak halinde eylemi gerçekleştirdiklerine yönelik beyanlarının bulunmadığı, bu nedenle sanığın savunmalarının aksine, diğer sanıklarla iştirak halinde bulunduğuna ve suç kastının olduğuna dair dosya kapsamında cezalandırılmasına yetecek derece ve nitelikte her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil olmadığı anlaşılmakla, sanığın atılı suçlardan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2- Kabule göre de;
a-5237 sayılı TCK"nın 5377 sayılı Yasa ile değişik 158/1-son maddesi ile uygulama yapılırken adli para cezasının maddede öngörülen 5 ila 5.000 arasında tam gün sayısı belirlenip varsa artırım ve indirim maddeleri bu gün sayısı üzerinden yapılarak bulunan sonuç gün sayısının sanığın ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak 20-100 TL arasında takdir edilecek miktar ile çarpılması suretiyle belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, doğrudan haksız elde olunan yararın iki katı esas alınmak suretiyle tayini ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
b-5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş; sanıklar ..., ... ve ... müdafiileri ile sanık ..."ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.03.2018 tarihinde Üye ..."in muhalefetiyle ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Sanık ... Kırşehir Mucur İlçe Tarım Müdürü, Sanık ... Tarım Kredi Koop çalışanı, sanık ... Ziraat Bankası Mucur şubesinde servis elamanı olarak görev yapmaktadır. Sanıklar hakkında 2005-2006 yıllarında Mucur ilçesinde talepte bulunmayan çiftçiler adına sahte ÇKS belgesi çıkararak, haksız yere prim ödenmesine sebebiyet verilerek kamu zararına neden olma eyleminde; sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik yaptığı suçundan sanıkların ayrı ayrı mahkumiyetine karar verilmiş ise de sanıkların ayrı kurumlarda ve ayrı görevlerde olması dikkate alındığında hükmün denetime açık olması gereğine aykırı olarak sanıklar hakkındaki hükmün, suç ve cezaların şahsileştirilmesi yapılmadan hangi sahte belgenin hangi sanık tarafından yapıldığı ve diğer sanıkların iştirakinin ne şekilde olduğu açıklanmadan verilen hükmün;
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 07.06.1976 gün ve 4-3 sayılı kararı ile bu karara uyum gösteren Ceza Genel Kurulunun yerleşmiş kararlarında da belirtildiği üzere, cezanın doğrudan doğruya sanığın kişiliğine uydurulmasını öngören bir şahsileştirme hükmünün uygulanmasına veya uygulanmasına yer olmadığına karar verilirken mahkemece gerekçe gösterilmeli ve bu gerekçe sanığın kişiliği ile ilgili bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde kanuni ve yeterli olmalıdır. Gerekçenin bu niteliği keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek özelliklerini de taşır.
Zira kanuni, yeterli ve geçerli bulunmayan bir gerekçeye dayanılarak karar verilmesi kanun koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi, cezanın şahsileştirilmesi ilkesine de aykırı olup, uygulamada keyfiliğe yol açabilir. Kaldı ki, Anayasamızın 141, 1412 sayılı CMUK"nun 32 ve 5271 sayılı CMK"nun 34. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının gerekçeli olması zorunluluğu ilkesine aykırı olarak suç ve cezanın şahsileştirilmeden yetersiz gerekçe ile Resmi Belgede Sahtecilik suçundan Sanık ...,Sanık ... ve Sanık ... hakkında mahkumiyete ilişkin kararının onanmasına ilişkin çoğunluk kararına MUHALİFİM.